Pazar… Pazar…
Her şey hızla değişiyor, gelişiyor ve hızlanıyor…
İlköğretim okullarında çocuklarımız tablet bilgisayarlarla eğitim görmeye başladılar; ödevlerini internet üzerinden öğretmenlerine gönderiyorlar, aldıkları notları yine oradan takip edebiliyorlar. Öğrenciler, dersler ve diğer konularla ilgili tüm bilgilere kolaylıkla ulaşılabilmekteler… Öğretmenler ve öğrenciler yine internet üzerinden 7/24 iletişime geçebiliyorlar; inanılmaz bir dinamizm ve hız söz konusu. Bu sistem, şimdilik bazı okullarda olsa bile, inanıyorum ki zamanla tüm okullara yayılacaktır…
Bazı üniversitelerimizde ise çok daha gelişmiş internet sistemleri bulunmakta ve on-line eğitim verilmekte… Artık üniversitenin olduğu şehirde, hatta ülkede bile olmanıza gerek yok… Örneğin ABD’de birçok üniversite derslerini internet üzerinden ücretsiz olarak herkesin erişimine sunmaktadır. Derse kayıt olup, takip etmek mümkün. Hatta sınavlarına da on-line olarak girip, başarılı olanlara sertifika bile verilmektedir.(https://www.coursera.org/) Şimdi sıkı durun; bazı derslerin Türkçe alt yazılı versiyonları da mevcuttur. (https://www.coursera.org/course/gamification)
Benim gibi siyah-beyaz ansiklopedi kullanan nesilden gelenler için, bu inanılmaz bir gelişme ve buna hayran olmamak elde değil…
Çağımızın eğitmenleri olarak, bu gelişmelere bizim de ayak uydurmamız gerekiyor. Artık klasik eğitimlerin yerine, daha farklı sistemler uygulamak kaçınılmaz oldu. Bu fikirle yola çıkan Sevgili Coşkun Çoroğlu ve Sevgili Onur Sakman eğlenirken öğreten, öğrenirken akılda kalıcı metotlar üzerine çalışarak; inovatif ve farklı eğitimler tasarladılar; bunları yaparken, benim de fikirlerimi alma nezaketi gösterdikleri için kendilerine teşekkür ederim.
Üniversite son sınıf veya yeni işe başlayacak gençlere bir takım malzemeler ve el aletleri vererek, kendi ürünlerini tasarlamaya, bizzat yaparak ortaya koymaya, sonra da bu ürünleri pazarlamak için strateji oluşturmaya ve tüm bunları da etkin bir şekilde sunmalarına, hatta satmalarına yönelik eğitimleri uygulamaya başladılar. Bu eğitimlerle, gençleri farklı düşündürmeye çalışıyorlar. Ben de bu eğitimlerin, akademik tarafını tamamlayıp, sektörel deneyimlerimi katılımcılara aktarırken, bir yandan da onların yepyeni fikirleri ile besleniyorum. Bu eğitimlerde, gençlerin başarma azimlerini, yaratıcı çözüm üretme gayretlerini ve ekip ruhuna uyumlarını gördükçe, mutluluk duymaktayım.
Eğitim, artık tek taraflı yapılan bir sunum değil, -kelimenin tam anlamı ile- karşılıklı kültür ve bilgi aktarımıdır. Her zaman söylediğim gibi; “Geleceğin yöneticileri, işini çok iyi yapanlardan değil, farklı düşünenlerden seçileceklerdir.”
http://www.youtube.com/watch?v=mt6p-0GRIjc
İyi Pazarlar
2014/4