Pazar… Pazar…
Şarkılarda, şiirlerde ve romanlarda çok güzeldir yağmur. Hatta filmlerde özeniriz, yağmurda yürüme sahnelerine.
Peki, kaç kere yağmurda uzun yürüyüşler yaptınız sahilde? Ya da kaç defa pencereden yağmuru keyifle seyrettiniz? Özlemimizdir bunlar, ama yapamayız bir türlü…
Hatta kızarız yağmura; büyük şehirlerde yaşayanlar için trafik demektir, çamur demektir, üstümüzün başımızın batması, araç bulamamak, geç kalmak demektir.
Yazın da kızarız yağmura, hele hafta sonu olursa, ne denizin tadı çıkar, ne de tatilin.
Ama şu aralar o kadar çok özledik ki yağmuru! Hele su ihtiyacımızı, tarımı, ağaçları, bitkileri düşündükçe! Barajlarımızın su seviyesi alarm veriyor, yaz aylarında ve sonraki dönemde bizi sıkıntılı anlar bekliyor, eğer yeteri kadar yağmur yağmazsa…
Kulaklarımız haberlerde! Meteoroloji haberlerini pek önemsemezdik; şimdi can kulağımızla dinliyoruz, yağmur haberleri için.
Bu sabah pencereden baktım, yine yerler kupkuru… Yağmur bekleniyormuş… Hadi delinsin şu gökyüzü, yağsın şakır şakır yağmur!
“Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da…” parçasını söylemek istiyorum yarın sabah işe giderken…
İyi Pazarlar
2014/6