KİTAP ÖNERİM – 41
Yıllar önce “Hata Kültürü” kavramından söz ettiğimde, herkesin hatalar yapabileceğini, özellikle de çalışan ve iş üreten insanların hata yapma olasılığının daha yüksek olduğunu, ancak hatalardan ders alınması gerektiğini ifade etmiştim. Bu hafta içinde okuduğum kitap, tam da anlatmak istediklerimi özetlemişti…
Başarılı ve ünlü insanların, genellikle başarılarla dolu geçmişlerini, parlak geleceklerini anlattıkları zirvelerde veya sunumlarda, katılımcıların kendi aralarında: “Bu insanların hiç mi hataları veya yanlışları yok? Hep doğru işler yapmışlar, hep de başarılı olmuşlar… Nasıl bir şanstır bu? Yoksa her şeyi anlatmıyorlar mı?” diye kendi aralarında konuştuklarına kulak misafiri olmuşumdur. Hatta açıkça itiraf etmek gerekirse, benim de zaman zaman böyle düşündüğüm olmuştur. Oysa ne kadar zengin veya kültürlü bir aileden gelirlerse gelsinler, ne kadar iyi öğrenim görürlerse görsünler veya üstün kabiliyetleri ile başarılardan başarılara koşmuş olurlarsa olsunlar, mutlaka iş veya özel yaşamlarında hata yapmışlardır…
Sevgili Yazar Özlem Gürses Tatar’ın derlediği “Bazen Olmaz – Başarısızlık Hikâyeleri” isimli söyleşi kitabında, son yıllarda isimlerinden sıkça söz edilen on ünlü isimle söyleşiler yapılmış ve söyleşilerin ana teması, bu insanların yapmış oldukları hatalar veya başarısızlık öyküleri.
Sizlere kitaptaki on ünlü isim ve söyleşilerinden alınmış on cümleyi sunuyorum:
Cem Yılmaz: “Hayat ahkâm kesmek için çok kısa…”
Muhtar Kent: “Hayatta en önemli şeylerden biri psikolojik gelir…”
Ali Sabancı: “Hayat benim için kolay dersen başarısızlık garanti…”
Zeynep Bodur Okyay: “Hiçbir şey insanın evladından daha değerli değil.”
Cem Boyner: “Başarı da başarısızlık da uçan kuş gibi…”
Arda Turan: “Hayat senin gibi olmayanlarla da güzel…”
Hüsnü Özyeğin: “Başarısızlıktan öğrenilecek şeyler, başarıdan öğrenileceklerden fazla…”
Hanzade Doğan Boyner: “Önemli olan, içinde o gücü hep hissetmen…”
Abdulkadir Konukoğlu: “Ben bu işi başarırım, diyorsun. Başaramadığın zaman da batıyorsun!”
Mustafa Denizli: “Yaşamak cesurların hakkı…”
Samimiyetle gerçekleştirilmiş söyleşilerin temelinde “Hata Kültürü”nü fark ettim; bu keyifli olduğu kadar, ders verici nitelikteki kitabı başladığınız andan itibaren, çok kısa bir zamanda okuyup bitireceğinize eminim. Hatta, benim yaptığım gibi “Neden daha fazla isimle söyleşi yapılmamış ki?…” diye düşünebilirsiniz.
16.09.2017