KİTAP ÖNERİM – 52
Tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde, askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, ülkeleri olan Finlandiya’yı geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak bir şekilde, “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” isimli kitabı ile gözler önüne seren Grigoriy Petrov, bir çok ülkeye de esin kaynağı olmuştur.
Halkların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini anlatan bu eser, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye de çevrilmiş ve yayınlanmıştır.
Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya hayran olmuş, derhal kitabın Türkiye’deki tüm sivil ve askeri okulların müfredatına dahil edilmesini ve böylelikle dönemin tüm öğrencileri ve askerlerimizin ülkemizdeki yaşamı yenilemek için bu kitabı okumalarını sağlamıştır. O dönemde en çok okunan kitapların başında gelen bu eser, daha sonraki nesiller tarafından unutulmuştur.
26 Ocak 1866 tarihinde Petersburg’a bağlı küçük bir kasaba olan Yamburg’da dünyaya gelen Grigoriy Petrov, kendisini çocukluğunda kısaca “Bir çobanın oğlu”, sonraki yıllarda ise “Orta sınıftan gelen bir şahıs” olarak ifade etmiştir. 18 Haziran 1925 tarihinde Paris yakınlarında bulunan bir klinikte Rus bir göçmen olarak hayata gözlerini yummuştur. Hayatı inişler ve çıkışlar ile geçen Petrov, hayata veda etmeden kısa bir süre önce yayınlamaya fırsat bulduğu bu kitabı, ilerleyen yıllarda ününü ülke sınırlarının dışına taşıyarak, onu ölümsüzleştirmiştir.
Bu değerli eserin, özellikle de bu dönemde mutlaka okunması ve ders alınması gerektiğini belirtirken, bu haftaki kitap önerimi Petrov’un bir deyişi ile bitirmek isterim: “Eğer gençliğin ruhunu, bakımsız bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada yabani otlar ve dikenler biter.”
02.12.2017