Pazar… Pazar… 2018/227

Pazar… Pazar…

Dün coşkuyla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutladık.

Bir düşünün, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve 18 arkadaşı, haklarında verilecek idam kararlarını hiçe sayıp, 16 Mayıs 1919 tarihinde Beşiktaş’tan motor ile Kızkulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuruna binmeselerdi, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak, Anadolu’da Kurtuluş Savaşını başlatacak kıvılcımı ateşlemeselerdi ve düşmanları bu topraklardan atmasaydık, bugün ne durumda olurduk?

Ülkenin her yanı işgal altındaydı ve Osmanlı İmparatorluğu tarihten silinmek üzereydi…

Ekteki fotoğrafa bakınız, işgal altındaki İstanbul’da bir İngiliz Deniz Piyadesi, yolda yürüyen bir Osmanlı vatandaşının çantasını kontrol ediyor… Hiçbir vatandaşımızın özgürce bir başka şehire seyahat etmesine izin verilmeyecekti… Hiç kimse evinin kapısı kitleyip, evinde huzurla oturamayacaktı, her an işgal kuvvetlerine bağlı askerler, içeri girip konrol yapma hakları olacaktı. “Gözünün üzerinde kaşın var” bahanesi ile insanlarımız kamplara kapatılacaktı. Ezan ancak caminin içinde duyulabilecek şekilde okutulacak ve sürekli baskı altında kalınacaktı. Bunun nasıl olduğunu anlamak için, mübadele sonrası Batı Trakya’da kalan Türk asıllı Müslümanların çektikleri sıkıntılara bakmak yeterlidir.

Statejik olarak bir köprü görevini gören, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan, Karadeniz’in Akdeniz’e açılmasını iki dar boğaz ile ayıran, Ortadoğu yeraltı kaynaklarına bu kadar yakın olan bir kara parçasını, emperyalist güçler, hiç bırakırlar mıydı? Bu verimli toprakları yıllarca sömürmezler miydi? Savaş tazminatı olarak, tüm vergileri kendi ülkeleri adına toplayıp, diledikleri insanları, kendi ülkelerine köle işçiler olarak götürmezler miydi? Bunu anlamak için de, batılı ülkelerin, Afrika ya da Hindistan’da yaptıkları sömürülere bir göz atmak yeter de artar bile…

Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayan, adını bile anmayan bir zihniyeti anlamamız mümkün değildir. O dönemde yapılan hamleleri eleştirmek yerine, o günün şartlarında, iç ve dış düşmanlara, hatta vatan hainlere rağmen, gerçekleştirilen atılımları bilmek gerekmektedir. Bunu ancak, daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce, 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında 1.135 delege ile gerçekleştirilen, İzmir İktisat Kongresi kararlarını okumakla anlamak mümkündür.

Geçmişini inkâr edenin, geleceği de olmaz…

İyi Pazarlar…

2018/227

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir