Pazar…Pazar… 2019/306

Pazar…Pazar…

YENİ NESİL ÖĞRETMENLER

Bugün “Öğretmenler Günü”, bu nedenle tüm öğretmenlerin bu özel günlerini kutlarım.

Öğrenim hayatım boyunca bana bilgi ve deneyimlerini aktaran öğretmenlerimden hayatta olanların saygıyla ellerinden öperim. Aramızda olmayanları da rahmet ve minnetle anıyorum.

Başta ilköğretim olmak üzere, sonrasında ortaöğretim ve hatta yüksek öğretimde görev yapan öğretmenlerimizin ve öğretim görevlilerimizin ne zor şartlarda öğretim verdiklerini, kısıtlı bütçeleri ile bir taraftan geçinmeye çalıştıklarını, diğer taraftan da kendilerini geliştirmek için yeteri kadar kitap, dergi satın alamadıklarını, seminer, fuar, kongre, sempozyum veya konferanslara katılamadıklarını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Büyük şehirlerde yaşayan öğretmenlerin bir kısmı, genel katılıma açık ücretsiz bazı etkinliklere katılmaları söz konusu olsa bile, büyük şehirler dışında yaşayan öğretmenlerin tüm bu olanaklardan istifade etmeleri neredeyse imkânsız olmaktadır.

İnternetten bilgi toplamaya çalışan ve YÖK’ün sitesinden tez okuyarak, kendini geliştirmeye çalışan öğretmenlerimiz acaba bu konuda ne kadar başarılı olabiliyorlar? Hepimiz biliyoruz ki, üniversite veya yüksek okullarda alınan öğretim, asla yeterli değildir ve değişen dünya, yeni nesilin beklentileri karşısında, sürekli kendilerini geliştirmek ve bilgilerini güncellemek öğretmenler için kaçınılmazdır.

Diğer yanda ise, dünyadaki tüm gelişmelerden anında haberdar olan, teknolojiyi parmaklarının ucunda bulan, her türlü bilgiye kolayca ulaşan Z ve Z+ kuşakların artık öğretmenlerinden başka beklentileri vardır.

Gerek üniversitedeki öğrencilerim, gerekse katılmış olduğum çeşitli etkinliklerde üniversite ve lise öğrencilerinden elde ettiğim bilgiler, izlenimlerim ve onların sorularından, yorumlarından derlediğim bilgilere göre, yeni nesil artık karşılarında “Yeni Nesil Öğretmenler” beklemektedirler.

Yeni Nesil Öğretmenler nasıl olmalı?

• İlk önce ilköğretim için pedagoji, sonrasında ise insan psikolojisi konusunda yeterli eğitimi almış, öğrencilerinin sorunlarını anlayabilmeli ve temel sorunları çözebilme yetkinliğine sahip olmalıdırlar.
• İyi bir iletişimci olmalı, öğrenci ve öğrenci velileri ile etkin iletişim kurabilmelidirler. Okuldaki öğretim ve ailedeki eğitimin eş zamanlı yürütülmesi ve aynı dili konuşmaları çok önemlidir.
• Bilgi teknolojilerine hakim olmalı, günümüz bilgisayar yazılım ve donanımları kullanabilmelidirler. Hatta öğrencilerin okul sonrası hataya atıldıklarında karşılarına çıkacak bazı temel bilgisayar programlarının temel özelliklerini öğretebilecek seviyede olmalıdırlar.
• Kendi uzmanlık alanlarında güncel ve tam bilgiye sahip olmalıdırlar. İlk öğretim seviyesinde anlatım ve örnekleme yöntemi kullanmalıdırlar, sonrasında bilgi aktarımından fazlası olmalıdır. Öğretmen ve öğretim görevlilerin, öğrencilerine bilgiyi nasıl kullanacaklarını öğretmelidirler. Öğrenciler gerekli bilgilere her yerden kolaylıkla ulaşabilmektedirler, onların gereksinimi bilgi değil, bilginin kullanımı ve bilgi yönetimi olmalıdır. Bunun için de öğretmenlerin iş dünyasından kopuk olmamaları gerekmektedir. Başta Meslek Yüksek Okulları olmak üzere, tüm branşlarda iş dünyası, sanayi-ticaret odaları, dernekler ve okullar iletişim içinde olmalıdırlar ve birbirlerine staj, eğitim, deneyim aktarımı, seminer veya benzer konularda destek olmalıdırlar.
• Öğretmenlerin sürekli kendilerini geliştirme olanakları sunulmalı, uzaktan erişim veya özel düzenlenecek gelişim programlarına katılmalıdırlar.
• Öğretmenlerin öğrencilerine “İletişim, ekip olma, ekip yönetimi, zaman yönetimi, proje yönetimi, topluluk önünde konuşabilme, sunum veya konferans hazırlama, strateji yapabilme, kişisel olarak hedef belirleyebilme…” gibi eğitimler vermalidirler. Bu eğitimler okullarda verilmediği için, iş dünyası çalışanlarına bir kez daha bu eğitimleri vermektedirler.
• Her öğretmen, yabancı yayın takip edebilecek ve kitap okuyabilecek kadar, en az bir yabancı dile hakim olmalı.
• Tüm öğretmenlere öğrenim süresi içinde etik ve felsefe dersleri verilmelidir. Ayrıca klasik eserlerden en az 10 tanesini okumuş olmalıdırlar.
• Geleceğin mesleklerine uygun öğretim konularına hakim olan öğrretmenler de yetişmiş olmalıdır.

Bu özellikler benim ilk aklıma gelenlerdir. Kuşkusuz bu listeyi zenginleştirmek mümkündür.

Tekrar ifade etmekte yarar görmekteyim, bu “Yeni Nesil Öğretmenler”in yetkinliklerinin sadece ilköğretim ve ortaöğretim öğretmenlerde değil, yüksek lisans seviyesi de dahil olmak üzere tüm öğretim görevlilerinde de bulunması beklenmektedir.

“Yeni Nesil Öğretmen” yetiştirmek, 3-5 yılda olacak bir şey değildir. Hele günümüz ekonomik şartlarda öğretmenlerin tüm bu yetkinliklere sahip olması için, bireysel olanaklarının kısıtlı olduğu düşünülürse, burada iş devlete düşmektedir. Kaçınılmaz olarak öğretmen eğitim sistemi yeniden güncellenmelidir.

Bugünkü yazımı çok fazla uzatmamak için devlete düşen görevleri bir başka yazıma bırakıyorum.

Eğer bu olanaklar sağlanmazsa ve öğretmenlerimizin yetkinlikleri artmazsa, öğrencilerin kalkınmış ülkelere gidişlerini ve beyin göçünü engellemek mümkün olmayacaktır.

İyi Pazarlar…

2019/306

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir