Pazar…Pazar… 2020/318

Pazar…Pazar…

CAM TAVAN SENDROMU BİTİYOR MU?

Harvard Business School’dan Prof. Dr. Rosebeth Moss Kanter (1943), 1977 yılında yayınladığı “Şirketlerdeki Erkekler ve Kadınlar” isimli kitabında, işyerinde çalışanların, cinsiyetlerinden dolayı uğradıkları ayırımcılık ve baskıları anlatarak, kadınların üst kademelere gelememelerinin nedenlerinde, yaşadıkları bu deneyimlerin de etkisini olduğunu kaleme almıştır. Kadınlara yönelik bazı davranışların, kadınlarda “İş yerinde yükselmenin ve üst kademeye gelmenin önünde bir takım engellerin olduğu” düşüncesini oluşturduğunu ifade etmiştir.

Bu düşünceden hareket eden, dünyaca ünlü Hewlett-Packard şirketinin iki kadın yöneticisi Katherine Lawrence ve Marianne Schreiber, 1979 yılında ABD Ulusal Basın Kulübü’nde yaptıkları bir sunumda, kadınların örgütlerde yükselmelerinin önünde düşünce engellerini “Cam Tavan Sendromu” olarak ifade etmişler ve bu kavramı literatüre kazandırmışlardır. (1)

İngiliz yazar ve editör Gay Bryant ise Adweek Dergisinde 1984 yılında yayınlanan “Çalışan Kadınlar” başlıklı makalesinde de “Cam Tavan” (The Glass Ceiling) kavramını kullanınca, bu kavram iyice popüler olmuştur. (2)

Özetle, “Cam Tavan” kavramı, kadınların başarılarına rağmen, iş dünyasında yüksek düzeylere ulaşmalarını engelleyen kadın ve yöneticilik arasındaki görünmez ve aşılamaz bariyer olarak tanımlanmaktadır.

1991 yılında ABD Çalışma Bakanlığı, “Nitelikli bireylerin örgütün yönetim pozisyonlarına yükselmesini önleyen örgütsel ön yargı ve tutumlara dayalı yapay engeller” tanımıyla “Cam tavan”ın varlığını kabul etmiştir . Aynı yıl, Uluslararası Cam Tavan Federasyonu (The Federal Glass Ceiling Commission) kurulmuştur.

“Cam tavan” sadece kadın oldukları için, kadınları üst yönetim kademelerinden uzak tutmaya yönelik, görünmeyen engellerin tamamı olarak tanımlanabilir.

Cam tavan kavramı için;

• Ön yargı ve cinsiyetçi bir yaklaşım olduğu,
• Kadın çalışanların kariyerlerini sınırlandırıcı bir etki yarattığı,
• Genellikle görünmez olarak ifade edilen ve aşılması zor olan engeller içerdiği,
• Sektör veya kişisel özelliklere bakılmaksızın kadının, kadın olmasından dolayı oluşan bir düşünce biçimi olduğu ifade edilebilir. (3)

Cam tavan, kadın çalışanların önünde görünmez bir engel olarak zihinlerinde yer almasının başlıca nedenleri kurumsal faktörlerden kaynaklanmaktadır. Kurum içerisinde cinsiyetçi yaklaşımların olması, çalışanlara eşit fırsatların tanınmaması, özellikle kadın çalışanlara karşı ön yargılı bir yaklaşımın izlenmesi cam tavan sendromunu tetiklemektedir. Kurumsal faktörler özetle aşağıdaki şekilde listelenebilir: (4)

• Kurum kültürü
• Kurum politikaları
• Kurum iklimi
• Mentor eksikliği
• Fırsat eşitliğinin olmayışı
• İletişim ağlarına katılamama
• Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller
• Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller
• İş hayatında kadın algısı

Cam tavan sendromu, başta kadın çalışanlarda, motivasyon kaybına, işe yabancılaşma, iş tatmininin azalmasına, kurum bağlılığının ortadan kalmasına, güvensizliğe, verimsizliğe, performasın düşmesine, kurumsal sessizliğe, devamsızlığın artmasına, iş alanlar arasında devir hızının yükselmesine, maliyet artışına, yaratıcığın ve esnek düşünce yapısının kaybolmasınaneden olmaktadır. Sonuçta kurumlarda toplam kalite azalmaktadır.

Günümüzde teknolojinin hızla kurumlara girmesi, bilgi ve becerinin, cinsiyetten çok daha fazla değer kazanması, kadın haklarını korumaya yönelik yaptırım ve düşünce yapısının hızla gelişmesi ve bazı kurumların kadın çalışanları destekleyici bir takım girişimlerde bulunmaları, “Cam tavan”ı delmektedir.

Her ne kadar, cam tavan halen ciddi bir sendrom olarak, kadın çalışanların zihinlerinde engel olarak yer almakta ise de, elde ettikleri başarıları ile isimlerini kendi sektörlerine kalın harflerle kazıtan, bazı kadın yöneticiler, liderler ve girişimciler, kendi cam tavanlarını delerek, yükselmişler ve önemli yerlere gelmişlerdir.

Kuşkusuz delinen cam tavan, kadın yöneticilere, yükselmeleri sırasında “Cam kırıkları” etkisi yaratmış olsa da, yeni nesil kadın çalışanlara örnek ve ilham olmaktadırlar.

O halde, günümüzde cam tavan tam olarak ortadan kalmasa bile, bu sendromun bitmeye başladığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Bu açıdan, gelecekte cam tavanın bir engel olmayacağını düşünebiliriz, ancak o zamana kadar cam kırıklarının kadın çalışanların zihinlerinde olumsuz izler bırakmamasını diliyoruz.

Kaynakça

(1) Jackson, J. C. (2001). Women Middle Managers’ Perception of the Glass Ceiling, Women In Management Review, 16(1), 30-41.
(2) Lockwood, N. (2004). The Glass Ceiling: Domestic and International Perspectives HR Content Expert, 1- 11.
(3) Mattis, M. C. (2004). Women Entrepreneurs: Out From Under the Glass Ceiling, Women in Management Review, No. 19 (3), 54-163.
(4) Çetin, A. (2011). Kadın Yöneticilerin Cam Tavan Algısının Cam Tavanı Aşma Stratejilerine Etkisi: Bursa İli Tekstil Sektöründe Bir Alan Araştırması, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.

İyi Pazarlar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir