AJDA PEKKAN
“La Vie” markası ile yeni bir bayan parfümünü pazara vermek üzere hazırlıklarımızı tamamladık. Ambalaj olarak bugüne kadar ürettiklerimizden daha pahalı, kristal şişede, özel metal kapağı olan bu parfümün konumlandırmasını daha yukarıya yaptık. Perakende satış fiyatı pazarda satılan yerli parfümlerin üzerinde olacaktı. Bu nedenle de güzel bir lansman yapmak istedik.
Reklam filmini çekecek ajansımız bize Ajda Pekkan ismini önerdiği zaman, hiç tereddüt etmeden kabul ettik. Reklam filmi senaryosu üzerinde mutabık kaldıktan sonra çekim hazırlıklarına başlandı. Çekim yapılacak stüdyo belirlendi, kıyafet seçildi. Gerçekten değişik ve hoş bir reklam filmi olacaktı. Bizim grubun Ajda Pekkan’la bir reklam filmi çekeceğini duyan herkes çok heyecanlandı.
Çekim günü geldiğinde ben de çekim yapılacak stüdyoya gittim. Tabii bir celebrity (şöhretli) ile reklam filmi çekildiğinde, yazılı ve görsel basın ilgi göstermektedir. Ajanstaki ilgili kişiler bize bir basın toplantısı yapmanın uygun olacağını söyledi. Böylelikle hem basın dilediği gibi görüntü alacaktı, hem de basında reklam filmimizle ilgili “Haber yazılarının” çıkması sağlanacaktı.
Bu tip organizasyonlarda, basın toplantısı işi çok önemlidir. Basın bülteninin içeriğinden tutun, kameralar önünde söylenecek sözlere kadar her şey düşünülmeli ve planlanmalıdır. Ne kadar kontrol etmeye çalışsanız dahi, bazen istenmeyen sözler veya fotoğraflar basında çıkabilir. Sadece bu nedenden bile, şöhretli insanlarla reklam filmi çekmek riskli bir şeydir. Ama ürünün pazarda çabuk tanınmasını ve hatırlanmasını sağladığı için de, bir o kadar faydalıdır.
Çekim öncesi basın mensuplarının daha rahat fotoğraf çekebilmesi veya görüntü alabilmesi için bir platform hazırlattık ve arka zemine markamızı yazdırdık. Basın toplantısında Ajda Hanım’ın yanında şirketten birinin oturması gerekiyordu ve bu iş için beni öne sürdüler.
Yıllardır televizyonda izlediğim, konserlerine gittiğim ve ülkemizin en ünlü sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan’la yan yana basın toplantısı yapacaktık. Bunu düşünmek bile beni inanılmaz derecede heyecanlandırıyordu. Burada çekilecek fotoğraflar ve görüntüler gazetelerde ve televizyonlarda yer alacaktı. Benim için çok keyifli bir iş olacaktı. Basın toplantısı sırasında ürünle ilgili birkaç cümle kurması için, Ajda Hanım’a ürünümüz ve şirketimizle ilgili bilgileri içeren bir dosya hazırladım. Çekim öncesi Ajda Hanım’a vermesi için yardımcısına teslim ettim ve bir göz atmasını rica ettim. Fakat makyaj hazırlıkları, giyim provası ve diğer hazırlıklar sürerken, bu dosyayı okuyacak pek zamanı kalmadığını düşünmeye başladım. Ama yapacak bir şey yoktu, sonuçta bir “süperstar”a bu konuda baskı yapamazdım. Basın mensuplarına PR (Halkla İlişkiler) Ajansımız gerekli bildirimleri yapmış ve davetiyeleri göndermişti. Basın mensupları gelmeye başladılar ve kendilerine ayrılan bölümde beklemeye başladılar. Bense toplantı sırasında Ajda Hanım’ın ne söyleyeceğini bilemeden, bizim için hazırlanan platformun yanında kendisinin makyaj odasından gelmesini beklemeye başladım.
Yaklaşık bir 10 dakikalık bir beklemeden sonra Ajda Hanım, makyaj odasından çıktı ve yanındaki yardımcılarla birlikte benim bulunduğum platforma doğru gelmeye başladı. Çekim sırasında giyeceği giysiyi giymiş, inanılmaz güzel ve etkileyici bir makyaj yapılmıştı. Sanki bir film karesinden çıkmış bana doğru geliyordu. Kendisini platformun önünde karşıladım ve elini sıkarak “Hoş geldiniz Ajda Hanım” dedim. Platformdaki masanın arkasında bulunan iki adet sandalyenin birine o oturdu, diğerine de ben oturdum. Masanın üzerine birkaç La Vie Parfümü koymuştuk. Tüm mikrofonlar ve kayıt cihazları doğal olarak Ajda Hanım’ın önüne konmuştu. Herhalde ayıp olmasın diye de benim önüme bir-iki kayıt cihazı yerleştirmişlerdi.
Ajda Hanım masaya oturur oturmaz, bütün fotoğraf makinelerinin flaşları patlamaya başladı; aynı anda da televizyon kanallarının kameraları kayıt yapmaya başladılar. Herkes Ajda Hanım’ın konuşmasını bekliyordu, o ise fotoğraf makinelerinin flaşlarının bitmesini bekliyordu. Benimse yüreğim ağzımda atıyordu. Hem böylesi bir basın toplantısında ilk defa bu kadar fotoğraf makinesi ve kamera önündeydim ve yanımda da ülkemizin en çok tanınan sanatçılarından Ajda Pekkan oturuyordu. Bana bir şey sorarlarsa diye, benim konuşmam hazırdı ama bir taraftan da Ajda Hanım’ın ne söyleyeceğini merak ediyordum ve içim de pek rahat değildi, çünkü benim göndermiş olduğum dosyayı okuma zamanının olmadığını düşünüyordum.
Nihayet fotoğraflar çekildi, flaşlar azaldı ve Ajda Hanım konuşmaya başladı, elinde hiçbir kâğıt yoktu. Daha ilk cümlelerini duyduğumda kulaklarıma inanamadım, benim kendisine gönderdiğim dosyada bulunan La Vie Parfümü hakkında yazdıklarımı aynen söylemeye başladı. Bu kadar kısa zamanda bu cümleleri kim olsa ezberleyemezdi. İnanılmaz güzel bir şekilde parfümümüzün tanıtımını yaptı, benim yazdığım cümleleri söyledikten sonra, kendisinden de bazı şeyler kattı. Onun bu kadar kısa zamanda, kendisine göndermiş olduğum dosyayı okuması ve cümleleri hafızasından söylemesi karşısında, kendisine hayran oldum ve “Demek ki, insanlar boşu boşuna süperstar olmuyorlar” diye aklımdan geçirdim.
Basın toplantısı bittikten sonra, stüdyoya geçildi ve reklam filminin çekimine başlandı.
Devamı haftaya salı günü…
23 Haziran 2020