Pazar…Pazar…
KARİYER MARATONU
Kariyer, Fransızca “Carrière” sözcüğünden gelmektedir ve “Bir yere çıkan, bir yere gelen…” anlamına gelmektedir. Güncel kullanımda ise, bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık olarak tanımlanmaktadır. Özetle, mesleki açıdan, mesleki niteliğinin artışının veya akademik açıdan tanınan çeşitli derece ve katmanlar düzeyinde sınıflara yükselmesine verilen genel bir isimdir.
Maraton ise, atletizmde uzun mesafeli sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur. Maraton ismi eski Yunanistan’daki Marathon Ovasında yapılan Marathon Savaşının zafer haberini Atina’na 42,195 m. koşarak veren bir haberciden esinlenerek verilmiştir. Maraton yarışı ilk kez 1896 yılında düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunlarında koşuldu. Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz, sadece en iyi derece vardır.
Kariyer hayatının başında büyük bir azimle her konuda bilgi sahibi olmak için gayret edenler ya da kısa zamanda daha fazla kazanç elde etmek veya kurum içinde yükselmek isteyen kişilerin, aşırı yoğun çalıştıklarını, hatta odaklandıkları hedef için, hem kendi yaşantılarını hem de iş yaşamında diğer insanları yıprattıkları görülmektedir.
Bazı zamanlarda ise, tüm bu gayretlerin sonuçsuz kaldığı veya karşılarına çıkan aksiliklerde olumsuzlukla sonuçlandığı da görülmektedir. Kariyer hayatı, uzun bir koşu olan Maraton gibidir.
Nasıl ki bir Maraton koşusuna katılan atlet, enerjisini belirli aşamalara bölerek kullanıyor ve yaklaşık 42 km.’lik parkuru 3 veya 4 ayrı bölüme ayırıp, ona göre koşuyorsa, Kariyer Maratonu da yılları kendi içinde ayırmayı ve buna göre iş veya akademik yaşamda ilerlemeyi gerektirir.
Nasıl ki, bir Maraton yarışçısı bir Maratonu, 100 m. yarışı disiplini ile koşmuyorsa, kariyerinde yükselmek isteyen bir kişi de, çok kısa sürecek bir işi yapar gibi, kariyerini dar bir zamanda çok işi yaparak başarıya ulaşmayı beklememelidir.
Bilindiği gibi bir “Spinter” (100 m. koşan atlet) tüm enerjisini 100 m. yarışına göre ayarlar ve yarış bittiğinde -neredeyse- tüm enerjisini tüketmiş olur. Tüm enerjisini bir anda kariyerinin ilk yıllarıda tüketen bir çalışanın, sonraki yıllarda enerjisi azalacaktır.
Kariyeri de bir Maraton yarışı gibi düşünmek gerekmektedir. Tüm kariyeri belirli dönemlere ayırmak buna göre ilerlemek gerekmektedir, ancak bu yöntemle arzu edilen hedeflere ulaşmak mümkündür. Kısa zamana sıkıştırılan işlerin, eğitimlerin, deneyimlerin, görüşmelerin ve benzeri faaliyetlerin başarıyla sonuçlanması zordur. Başarıyla sonuçlansa bile sürdürülebilir olmayacaktır.
Bir diğer bir konu da, insanın çok kısa zaman aralığını sıkıştırdığı çalışmaları, hem onu yoracak, hem de motivasyon kaybına neden olabilir. Bu durum, insanların sonrasında yeni hedefler koymak için isteklerinin azalmasına, doğal olarak zihinsel yorgunluğa veya bir tükenme sendromuna yol açacaktır.
Bu nedenle Kariyer yolcuğunu bir Maraton yarışı olarak kabul etmek ve belirli dönemlere ayırarak ilerlemek gerekmektedir.
İlk dönem “Öğrenme” dönemidir. Bu dönemde herkesten ve herşeyden öğrenmeye açık olmak gerekmektedir. Her yaşanan olaydan, işten, toplantıdan veya görüşmeden bir şeyler öğrenmek ve bunu insanın iş yaşamında uygulayabilmesi gerekmektedir. Genellikle halk arasında bu dönem “Çıraklık” dönemi olarak tanımlanır. Bu dönemde hem iş hayatının ilk basamaklarını çıkarken, öğrenim hayatında eksik olan konuların tamamlanmasında yarar vardır. Örneğin, Master veya Yüksek Lisans yapmak, yabancı dili geliştirmek veya ikinci bir yabancı dili öğrenmek, pazarlama, finans veya psikoloji gibi konularda bilgi edinmek. Bu dönemde hatalar yapılabilir, bu hatalar kısmen hoş karşılanabilir. Ancak hatalardan ders çıkartmak ve tekrar etmemek önemlidir.
İkinci dönem “Uygulama” dönemidir. Bu dönemde çalışanlardan öğrendiklerini hatasız, verimli ve etkili bir şekilde uygulaması beklenir. Bu aşamada mesleki anlamda veya akademik anlamda maksimum seviyeye çıkmak için sürekli gelişim göstermek gerekmektedir. Maddi anlamda daha çok kazanmak veya üst derecelere ulaşmak için en verimli dönemdir ve hataların minimum seviyede olması gerekir. Yeni şeyler öğrenmek yerine, çalışılan konuda veya işte ilerlemek için gayret etmek yararlı olacaktır.
Üçüncü dönem “Zirve” dönemidir. İlk iki dönemi başarıyla gerçekleştiren çalışanlar, mesleki veya akademik anlamda zirveye çıkmış olurlar. Bu dönem “Hasat” zamanıdır, ekilenler toplanır. Yeni iş olanakları, yeni fırsatlar veya yeni projeler bu dönemde daha iyi değerlendilir. Makam, mevkii, güç ve maddi olanaklar bu dönemde gelir.
Dördüncü dönem “Öğretme” dönemidir. Bu dönemde kariyer yaşamı boyunca öğrenilenler, yeni başlayanlara öğretilir. Koçluk veya mentorluk yapılır. İnsan yetiştirilir veya insanlara fayda sağlanır. Kitap yazılır, eğitim verilir veya benzer girişimlerle Kariyer Maratonunda en keyifli süreç yaşanır.
Bu dönemlerin süreleri insanların kişiliklerine, eğitimlerine, eldeki olanaklara, çalışılan sektörlere veya akademik çevrelere göre farklılıklar gösterebilir. Ancak kesin olan şudur ki, her dönemi kendi içinde en iyi şekilde yaşamak ve hakkını vermek gerekmektedir. Yani, basamakları birer birer çıkmak gerekmektedir. Özetle, “Bir Maratonu, bir 100 m. koşucusu gibi koşamazsınız.”
İyi Pazarlar…