Pazar…Pazar…
DİJİTALLEŞME ZORUNLULUĞU
Günümüzde işletmelerin faatliyetlerinin çok çeşitlenmesi, iş yapış biçimlerinin hızla değişmesi, tedarikçi sayılarının artması, sadece belirli bölgelerde değil, dünyanın her yerinden mal ve hizmet alış verişinin gerçekleşmesi, bireysel ve kurumsal müşterilerin beklentilerinin değişmesi, proje tipi üretim taleplerinin çoğalması ve lojistiğin tüm iş süreçlerini direkt olarak etkilemesi, dijitalleşmeyi zorunlu hale getirmektedir.
Değişen ve değişmeye devam edecek dünyamızda, geleneksel yöntemlerle tedarikten, satış sonrası hizmetlere kadar tüm faaliyetleri kapsayan “Değer Zincirini” yönetmek artık imkânsızdır.
Her an yaşanabilecek, savaş, kısıtlamalar, ambargolar, rakip faaliyetleri, artan girdiler ve benzeri yeni oluşumları kontrol etmek ve bu değişimlere hızlı uyum göstermek, adapte olmak ve çevik yönetim sergilemek için tüm değişkenleri ve etkilerini aynı anda görmek zorunlu hale gelmiştir. Bunun için de bilişim sistemlerini ve teknolojiyi kullanmak kaçınılmazdır.
Sanal ağlar kurulmaması, tedarik ve üretimin planlanması için belirli bir yazılımın entegre edilmemesi, bilgi akışının hızlı ve eksiksiz yapılmaması, dünyanın her yerine yayılmış iş ortakları ile zamanında haberleşilmemesi, işletmelerin varlıklarını sürdürmelerini veya rekabet karşısında başarılı olmalarını imkânsız hale getirmiştir.
Büyüklüklerine veya cirolarına bakılmaksızın, tüm işletmelerin hızla değişen dijital dünyaya uyum göstermeleri kaçınılmazdır. Dijital dünya, sadece işletmelere değil, evlere, hatta bireylerin ceplerine kadar yayılmıştır. Günümüzde, tüketicilerin büyük bir bölümü, sadece teknolojik veya yüksek fiyatlı ürün ve hizmetleri değil, temel ihtiyaçlarını karşılayacak gıda ve gıda dışı ürünleri bile ellerindeki cep telefonu veya tabletlerle incelemekte, fiyat karşılaştırması yapmakta ve kampanyaları takip etmektedirler.
Kurumsal müşteriler de, işletmelere vermiş oldukları siparişlerin takibini anlık olarak izlemek, kalitesini kontrol etmek ve olası problemleri önceden bilmek istemektedirler.
İşletme yöneticileri ise, başta üç vardiya üretim yapan fabrikalar olmak üzere, üretim hatlarını takip etmek, beyaz yakalıların performanslarını ölçmek ve işlerin gelişim alanlarını tespit ederek, daha etkili ve verimli çalışmayı hedeflemektedirler.
Tüm bunları gerçekleştirmek, işletmelerin yüksek bütçelerle bir takım yazılım programları almaları ve bunları entegre etmeleri yeterli değildir. Bundan daha önemlisi, işletmenin altın yakalılardan, mavi yakalılara kadar tüm çalışanların, dijital dünyayı içselleştirmeleri, değişime direnç göstermemeleri ve kendilerini geliştirerek hızlı bir şekilde kullanıma geçmeleridir. Her yeni oluşum, işletmelerde bir tepki ile karşılanır. Hatta ilk kullanımda, doğal olarak meydana gelen aksaklıklar veya hatalar büyütülür ve yeni sistemin verimli olmadığı öne sürülür. Oysa, bu bir adaptasyon sürecidir, eksiklikler veya hatalar hızla giderilirse, sistem daha etkili olacaktır. İşletmelerde çalışanlar, genellikle dijital dünyaya geçişin şart olduğunu düşünmekle birlikte, harekete geçmekte zorlanmaktadırlar. Bunun başlıca nedenleri, dijital sistemlerin, yazılımların veya bilişim sistemlerinin kullanımının bilinmemesi, yeteri kadar eğitim verilmemesl, bireylerin öğrenmeye açık olmamaları, yenilikleri kabullenmekte zorlanmaları, hatta işlerini kaybetme korkusu gelmektedir. Oysa, dijital dünya ve bilişim dünyası çalışan sayısını azaltmamaktadır. Bunun yerine insanları geliştirerek, daha katma değerli işler üretmeye yönlendirmektedir.
Dijitalleşmenin işletmelere sağladığı başlıca faydaları, müşteri memnuniyeti, mal veya hizmetlerde kalitenin artması, hız, düşük maliyet, verimlilik, bilgi paylaşımı, çevik yönetim, öğrenen organizasyonlar, rekabet avanlatı, ortalamanın üzerinde kârlılık, sürdürülebilirlik olarak sayabiliriz.
Dijitalleşmenin olumsuzluklarını ise, çalışanlarda iş ve sosyal hayatın birbirine karışması, iletişimin azalması ve sosyal zekânın kullanımının azalması olarak ifade etmek mümkündür. Kuşkusuz, bunları da aşacak bir takım tedbirler ve uygulamalar bulunmaktadır.
İyi Pazarlar…