Pazar… Pazar…
Sizi bilmem ama, ben asık yüzlü, kendi ile barışık olmayan ve çevrelerine olumsuz enerji saçan insanlardan çok sıkıldım…
Toplumsal olarak zaten binbir huzursuzluk ve belirsizlikler içindeyiz, yaşadığımız onca stres hepimizi fazlasıyla geriyor zaten… Siyasi arenadaki atışmalar ve karşılıklı suçlamalar, toplumsal ayrışmamıza neden olmakta, kimsenin kimseye tahammülü kalmamaktadır.
Hele bir de göz önünde olan şahsiyetlerin, söylemlerine çok daha fazla özen göstermeleri gerekirken ve geçmişte söyledikleri sözleri unutup, tam aksini söylemeleri veya davranmaları karşısında, toplumsal hafızamızdan şüphe duymaya başlıyoruz.
Sadece birkaç yıl önce söylenen sözler daha evrende dolaşırken veya yazılanların henüz mürekkebi kurumamışken, nasıl oluyor da bunlar sözlerin sahipleri tarafından bile unutulmuş oluyor, anlamamız mümkün değil.
İnsan, “Hiç mi arşiv tutulmuyor, ya da geçmişteki gazete veya internet yazılarına bakılmıyor?” diye kendine sormadan edemiyor. Kuşkusuz, söylediklerini ya da vaatlerini hatırlayanlar vardır, ama hatırlamamak an itibarı ile daha yararlı olacağından böyle davranıyorlardır. Hani, Türk siyasetini özetleyen ünlü bir deyiş gibi: “Dün dündür, bugün bugündür…”
“Kusursuz” olmak mümkün mü? Kesinlikle hayır! Eğer işlenen kusur tüm toplumu ilgilendiriyor ve hatta bazı kimselere zarar vermiş ise, kusuru kabul etmek, telafisi için de gayret etmek ve bedelini ödemek gerekmektedir.
Bir zamanlar gazetede bir haber okumuştum ve günlerce etisinde kalmıştım. O haberi internetten buldum ve sizlere paylaşmak istiyorum:
Güney Kore’de 16.04.2014 tarihinde “Sewol” isimli feribot, çoğunlukla Ansan kentindeki Danwon Lisesi’nden gelen öğrenciler olmak üzere 476 kişiyi taşırken, bilinmeyen bir sebepten dolayı Donggeochado Adası yakınlarında devrilerek, sulara gömüldü ve 300’ü aşkın kişi hayatını kaybetti.
Güney Kore, son 20 yıldır yaşanan en büyük deniz faciasında feribot, acil yardım sinyali göndermesinden iki saat sonra sulara gömülmüştü. Kötü hava koşulları, 555 dalgıç, 171 tekne, 29 uçak, ABD savaş gemisi USS Bonhomme Richard’ın katıldığı arama kurtarma çalışmalarını olumsuz etkilemiş, dalgıçlar güçlü rüzgâr ve dalgalar yüzünden kamaralara girememişlerdi.
O sıralarda BBC’ye konuşan üst düzey bir kurtarma yetkilisi, kalan yolcuların canlı bulunmasının mümkün olmadığını söylerken, geziye gönderdikleri çocuklarının kaza haberlerini alan aileler sinir krizi geçirmişlerdi. Limanda kurulan merkezde denizden gelecek haberleri bekleyen anne ve babalar, öğrendikleri çok az bilgiyi birbirleriyle paylaşarak teselli bulmaya çalışmıştı. Bir anne kazadan sonra kızının, “Can yeleklerimizi giyiyoruz. Bize beklememizi ve bir yere ayrılmamamızı söylediler” dediğini aktarmıştı.
Can kaybının yüksek olmasında öğrencilere, “Yerinizden ayrılmayın” diye talimat verilmesi ve Güney Kore’deki itaat kültürünün de etkisi olabileceği konuşulmuştu, yani ne yazık ki söz dinleyip öldüler.
Çocukların belki de ölümlerine yol açan “Gemiden ayrılmayın” talimatlarına itaat etmelerinde Güney Kore’ye özgü disiplin sisteminin etkili olduğu söylenmişti. Bir öğrenci, “Eğer daha erken gemiden ayrılmamız söylenseydi, daha fazla kişi denize atlayabilirdi. Çoğu insan, söyleneni yapıp, denize atlamayıp bekledi” diye bir açıklama yapmıştı. Koo Bon-hee isimli 36 yaşındaki kazazede de kurtarma çalışmalarının iyi yapılmadığını söyleyerek “Eğer insanlar suya atlasalardı kurtarılmışlardı” diye eklemişti.
Feribot kazasının ardından, kazadan kurtulan okul müdürü yardımcısı kendisini asarak intihar etti.
Güney Kore Başbakanı Chung Hong-won, en az 300 kişinin öldüğü feribot kazası sonrası hükümetine yöneltilen eleştirilerin ardından görevi bıraktı. Cumhurbaşkanı Park Geun-hye başbakanın istifasını kabul etti.
Başbakan Chung Hong-won istifasını açıklarken, kazayı önleyemediği ve hükümeti kaza sonrası yeterince hızlı hareket etmediği için, feribottaki yolcuların ailelerinden özür diledi. Chung Hong-won, “Kayıp ailelerinin çığlıkları yüzünden hala geceleri uyuyamıyorum” dedi.
Bence herkes sorumluluğunu bilmeli ve ona göre davranmalıdır.
Bilinmelidir ki, insanlar hiçbir şeyi unutmazlar ve günü geldiğinde ne yaparsanız karşılığını alırsınız. İyi yapılan şeylerin de, kötü yapılanların da hesabı verilir…
Kaynakça
https://www.ntv.com.tr/…/guney-koredebatan-feribot-boyle-ci…
http://www.hurriyet.com.tr/…/guney-korede-okulun-mudur-yard…
İyi Pazarlar…
2018/228