Pazar… Pazar…
Cuma günü radyoda sabah haberlerinde “Bugün 1 Haziran, İstanbul Belediyesi, İstanbul’daki tüm plajların resmen açıldığını duyurdu…” diye bir haber geçti. Bu sırada araba kullanıyordum; bir yandan havaların ne kadar geç ısındığını, iklimlerin değiştiğini, bir yandan da değişimin hayatımızda ne kadar önemli bir rol oynadığını düşündüm… Her şeyin hızla değiştiğini ve bizlerin de bu değişime uymak zorunda olduğumuzu aklımdan geçirdim.
Aklıma en son bitirdiğim ve dünkü kitap önerilerimde sizlere paylaştığım Prof. Dr. Taner Damcı’nın kitabındaki bir bölüm geldi. Kelime kelime hatırlayamasam bile, “Ben fotoğrafı” çekmek, yani kendimizi tanımak ve değişime kendimizden başlamak olarak aklıma getirmeye çalıştım.
Şimdi size o bölümü kitaptan aynen aktarmak istiyorum:
“Yaşamın temel unsurlarından biri, tıpkı çevre ve stres kaynakları gibi kendini de olduğu gibi görebilmek ve kabullenmektir. İyi bir yaşam, başkalarını etkilemek ve hem kendimizin hem de başkalarının gözünde saygın ve sevilen bir kişi olmak tek bir özelliğimizle değil, özelliklerimizin toplamıyla olur.
Keyifli ve sağlıklı bir yaşam için çok sayıda olan güçlü ve iyi yönlerimizi de fark etmemiz ve onlara değer vermemiz gerekir. Yani gerçek bir “Ben fotoğrafı” çekmemiz… Bu fotoğraf yalnızca fiziksel özellikleri değil, zekâ, donanımlı olmak, okumayı sevmek, yardımsever olmak gibi başka özelliklerimizi de göstermeli. “Ben fotoğrafı”nda çevremiz, bizim çevremizdeki gerçek yerimiz de görüntüye yansımalı. Hatta hassas olduğumuz o tek konuda çevrenin ve medyanın yönlendirmelerine ve mesajlarına karşı ne kadar savunmasız olabildiğimizi de fark etmeliyiz. Bu yapay kriterlerle kendimizi yargılamayı hafiflettiğimizde, aynaya bakıp iyi özelliklerimizi görmeye başlarız. İşte o zaman sağlık ve iyiliğe doğru yaşamımızı değiştirmeye başlayabiliriz.”
Ne kadar doğru değil mi?
Haydi, değişime önce kendimizden başlamaya, sonra da bizleri etkileyen çevremizdeki faktörler, kişiler ve olaylarla devam etmeye ne dersiniz?
İyi Pazarlar?
2018/229
