Pazar… Pazar…
Değerli Dostum Yekta Özözer, “Doğada İnovasyon” isimli yeni kitabını hediye etti. Çok teşekkür ediyorum tekrar Yekta Hocam
Tesadüf eseri bu hafta Nasuh Mahruki’nin “Bir Dağcının Güncesi” kitabını okuyordum. Doğanın zorluğu ve mucizelerine bu kez onun satırlarında tanık olurken, bu iki kitap inanılmaz bir güzellikte eşleşti.
Nasuh Mahruki’nin dağlara yaptığı tehlikeli tırmanışları, acaba neyin arayışı? Sadece macera ve heyecan mı, yoksa bu bir iç yolculuk mu?” diye düşündüm hafta boyunca. Kitabındaki satırlar düşündürüyor insanı: “İnsanlık zinciri o kadar kesin ve bellidir ki, geçmişte yaşayan bir tek filozofun düşüncelerini yok etsek, ya da bir tek savaş yapılmamış olsa, o olayı takip eden bütün insanlık tarihi değişirdi. Bilim buna “Kelebek etkisi” diyor; Japonya’da bir kelebeğin kanat çırpışının, Amerika’da fırtınaya sebep olması.
M.Ö. 412 yılında Sinop’ta doğmuş felsefeci Diyojen, güpegündüz elinde lambayla dolaşırken kendisine ne yaptığını soranlara: “Adam arıyorum, adam!” diye cevap vermiş. Aradan yüzyıllar geçti; değişen pek bir şey yok sanırım.
Mevlana’nın (1207-1273) “Kişinin değeri nedir?” sorusuna verdiği “Aradığı şeydir” cevabı biraz düşündürüyor insanı; gerçekten ne arıyoruz?
ABD’li siyaset adamı, siyah hakları savunucusu Malcolm X’in (Malcolm Little ve daha sonrasında Hacı Malik el-Şahbaz) (1925 – 1965) “Ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil.” Sözlerine hak vermemek mümkün mü?
İyi Pazarlar
2014/09
