Pazar… Pazar… 2014/8

Pazar… Pazar…

Kadınlar Günü kutlandı bitti!

Bir de Anneler Günü var önümüzde… Yılda 2 gün, eğer Sevgililer Günü, Doğum Günlerini de eklersek 4 gün eder… Peki, geri kalan 361 gün ne oluyor?

Eğer, kadınlara uygulanan şiddetin kırsal alanda ve bizlerden uzak olduğunu düşünürsek, yanılırız. Bize en yakın yerlerde bile kadınlara şiddet uygulanıyor, mobbing, her türlü taciz ve benzeri olaylar var. Fiziki darbe, bağırış, sözlü saldırıların yanında, ısrarlı bakışlar bile kadına uygulanan şiddettir.

Bir taraftan toplum olarak bilinçleniyoruz, eğitim düzeyimiz artıyor. TÜİK’in Nisan 2013 eğitim verilerine göre, Türkiye’de yüksek öğrenim ve üstü okul mezunu oranı %11,77 olmuş. Ancak yine aynı kurumun raporuna göre 15 yaş ve üzeri okuma yazma bilmeyenlerin oranı %5,08 hala.

Türkiye demografisinde görülen en önemli değişim ise, kentleşme oranı. 1927 yılında nüfusun % 75,8’i kırsal, %24,2’si kentsel alanlarda yaşarken, bugün bu oran tam tersine dönmüş. 2011 yılı itibariyle Türkiye nüfusunun %23,2’si kırsal alanda (belde ve köylerde) yaşarken, %76,8’i kentsel alanlarda yaşamakta.

Bütün bu gelişmelere rağmen, kadına yönelik şiddet giderek artıyor. Gazete ve internet haberlerinde gün geçmiyor ki, sevgilisi ya da kocası tarafından vurulan bir kadın haberi çıkmasın… Bir de çocuk gelinler ve berdel haberleri…

Son yıllarda mı artış oldu; ya da eskiden daha çok vardı da, ortaya mı çıkmıyordu? Bence iletişimin ceplerimize kadar girmesi, herkesin, her şeyi anında görmesi ve paylaşmasına neden oldu. Kadına yönelik şiddet eskiden çok daha fazla uygulanırken, toplumun haberi olmuyordu; şimdi ise anında duyuruluyor…

Bir gerçek de, kadına yönelik şiddettin sadece bizim ve bizim gibi ülkelerde değil, çok gelişmiş ülkelerde de ciddi oranlarda uygulandığıdır… AB Temel Haklar Ajansının araştırmasına göre, AB’de her üç kadından biri, gençlik yıllarından itibaren fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalmış.

Dün kutladık; ama 1 gün değer vermek yetmez; hep birlikte bu konuda duyarlı olmalıyız. Özellikle kız çocuklarımızın eğitimine önem vermeliyiz ve desteklemeliyiz. Bunun için çok proje var; maddi, manevi katkı yapmamız mümkün. Çevremde bu konuda gayret gösteren duyarlı insanlar var; onları yürekten kutluyorum.

Siz de bir şey yapabilirsiniz… Sadece isteyin yeter ki!

Bu pazar biraz iç karartıcı bir yazı oldu; ama ülkemizin bir gerçeğine göz yummamalıyız diye düşünüyorum.

Dün beni çok etkileyen olaylardan biri de, 11.Paralimpik Kış Olimpiyat Oyunlarının Soçi’de başlaması oldu. Bu oyunlara katılan tüm dünyadan gelen engelli sporcuları kutluyorum. Geçiş törenini izlerken gözlerim doldu… Madalya almaları veya dereceye girmeleri hiç önemli değil; hayatlarında böyle bir olimpiyata katılmış olmaları bile, onlar için çok değerli ve unutulmaz bir başarı. Umarım önümüzdeki paralimpik olimpiyatlara ülkemizden daha çok engelli sporcu katılır…

İyi Pazarlar…

2014/8

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir