Pazar… Pazar…
Öncelikle bugün üniversite ilk basamak sınavı olan YGS’ye giren öğrencilere tüm kalbimle başarılar diliyorum.
Sonrasında uzun zamandır kaleme almadığım ve geçen hafta tekrar başladığım “Pazarlama” ve “Marka” konularına kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Hepimizin çevremizde olan bitenlere karşı farkındalığı artmış durumda. Gerek reklamlarda, gerekse alış veriş yaptığımız yerlerde olsun, hiçbir şeyi bize sunulduğu haliyle kabul etmiyoruz, derinlemesine inceliyor ve sorguluyoruz. Tüketicilerin yeni davranışları ile ilgili geniş bir makalemi Pazarlamasyon.com web sitesinde okuyabilirsiniz:
http://www.pazarlamasyon.com/…/tuketici-davranislarinda-ye…/
Son yıllarda markaların yaptıkları reklamlar, sosyal medya duyuruları, ürün ambalajlarının üzerindeki logo, şekil ve renkler bile hepimiz, yani tüketiciler tarafından mercek altına alınmaktadır.
Dünyaca ünlü markaların bile yeni pazarlara hatalı girişler yaptıklarını veya markalarını başka ülkelerde veya dillerde ne anlama geldiğini bilmeden –ya da önemsemeden- pazara aynı isimlerle verdiklerini görmekteyiz. Örnek: http://v2.arkiv.com.tr/p7528-gotzen-yapi-market-tesisleri.h…
Ürünlerin markaları olduğu kadar, ambalajları, etiketleri, görselleri, reklamları ve ürünü anlatan her şey çok dikkatlice tasarlanmalı ve bir uyum içinde olmalıdır. Renk, denge, logonun kullanımı da çok önemlidir.
Ekteki görsellerde göreceğiniz gibi, Türkiye’nin en ünlü markalarından Tamek, üretmiş olduğu meyve suları ambalajlarının üzerine “Hot Wheels” araba karakterlerini yerleştirmiş. Bence 1955 yılında kurulmuş, 62 yıllık geçmişi ile ülkemizin en değerli markalarından biri olan Tamek’in, çocukların ilgisini çekmek ve meyve sularını sevdirmek amacı ile başka bir şirketin çizgi roman kahramanlarını ambalajlarının üzerine koymasına hiç gerek yoktu. Ayrıca çocukların ilgisini çekecek bir ambalaj veya bir karakter olması gerekiyorsa da, kendi çizgi roman kahramanlarını yaratabilirlerdi.
Gördüğümüz kadarı ile, araba karakterlerini meyve suları ambalajlarının üzerine yerleştirirken de renk uyumuna dikkat edilmemiş. Örneğin vişne suyu ambalajının üzerine, vişne rengini çağrıştıracak kırmızı bir araba yerleştirmek yerine, yeşil renk bir araba tercih edilmiş. Diğer çeşitlerinde de renk uyumsuzluğu var.
Bazılarınız “Kırmızının zıt rengi yeşil renktir, ambalajlara bir hareket versin diye tercih edilmiştir” diye düşünebilir. Ancak, hedef kitle küçük çocuklar ise, 7 yaşından küçük olanların henüz okuma bilmediklerine, yazıdan çok şekil ve renkleri algıladıklarını dikkatinizi çekmek isterim. Alışverişi ebeveynler yapsa bile, çocukları ambalajları dikkatle incelemekte ve ürünleri görsel olarak benimsemektedirler.
Böyle bir üründe tasarımdan çok, fonksiyonelliğin önemli olduğunu ve içeriğindeki renk ile ambalaj üzerindeki görselin birbirini tamamlaması gerektiğini düşünmekteyim. Tabii ki, ben bu ürünü ve ambalajları bir pazarlamacı gözüyle değerlendiriyorum. Bir grafiker veya tasarımcı daha farklı bir perspektifle değerlendirebilir, hatta estetik açıdan çok da güzel bulabilir. Ancak marketlerin çok kalabalık olan meyve suyu raflarında, ürünlerin rakiplerinden ayrışması, dikkat çekmesi ve akılda kalabilmesi için, estetikten çok, hedef kitleye verilmek istenen mesajı yansıtması daha uygun olacaktır.
Özetle, ürünleri pazara verirken çok ince eleyip, sıkı dokumak gerekmektedir, çünkü tüketici herşeyin farkındadır, sevmediği ve benimsemediği ürünlerin yaşamları uzun olmayacaktır…
İyi Pazarlar
2017/165