Pazar… Pazar… 2017/173

Pazar… Pazar…

Dün Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu’nun Kuşadası’ndaki Delege Toplantısına bir konuşma yapmak üzere davet edildim.

1921 yılında Oakland, California’da (ABD) kurulan, 132 ülkede, 3.000’in üzerinde Kulübü ve yaklaşık 90.000 üyesi bulunan, adını Latince “Soror – Kız kardeş” ve “Optima – İyi niyet” kelimelerinden almış olan organizasyon, 1948 yılında Türkiye’de de kurulmuştur. Birleşmiş Milletler’de (UN) genel danışmanlık statüsü olan bir sivil toplum kuruluşu (STK) olan Soroptimist Kulüplerinin tüm dünyada, kadınlar ve kız çocukları için çok önemli hedefleri bulunmaktadır.

Ülkemiz için çok önemli olduğunu düşündüğüm hedeflerinin bazılarını şöyle sayabiliriz:
Eğitim, güçlendirme veya fırsatlar sağlama yollarıyla kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını ve durumlarını iyileştirerek;
• Özgün ve yaygın öğrenim fırsatlarına erişimi arttırmak;
• Kadınların istihdamı için; ekonomik açıdan güçlendirme ve sürdürülebilir olanaklara erişimi geliştirmek;
• Kadın ve kız çocuklarına gıda güvenliğini ve mümkün olan en yüksek sağlık standartlarına erişimi sağlamak;
• Doğal afetlerin ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltarak ve çevresel sürdürülebilirliği geliştirerek kadın ve kız çocuklarının özel ihtiyaçlarını karşılamak.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”

İşte bu nedenle kadın ve kız çocuklarının yaşamlarını değiştirmek için azimle çalışan Soroptimist’lere, yani “İyi Niyetli Kız Kardeşlere” destek vermekten mutluluk duydum ve destek vermeye de devam edeceğim. Böylesi erdemli ve değerli çalışmalar yapan organizasyona kayıtsız kalmak mümkün mü? Beni yıllar önce Soroptimist’lerle tanıştıran Sevgili Güliz Çinar’a çok teşekkür ederim.

“Kız Kardeşleri” toplantılarına devam etmek üzere Kuşadası’nda bıraktım ve bugün “Erkek Kardeşlerimle” buluşmak üzere, mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum ve tam 40 yıl önce mezun olduğum Vefa Lisesi’nin kuruluşunun 145. Yılı “Boza Günü”nüne gidiyorum.

“Neden Erkek Kardeşler?” diye soracak olursanız, çünkü bizler orta okulu ve liseyi sadece erkek olarak okuduk. Mezun olduğumuz yıldan sonra, okula kızlar da alınmaya başlandı.

Vefa’lı kardeşlerimle bugün tekrar kucaklaşacağız ve okul günlerini okuduğumuz sınıflara giderek anacağız. Dün itibarı ile okulda kutlama hazırlıkları tamamlandı. Hatta biz, 1977 yılı mezunları (77’liler), 40. Yıl plaketlerimizi Cuma akşamı düzenlenen “Plaket Yemeği”nde aldık bile…

Bu vesile ile tüm organizasyonda emeği geçen, başta Vefalılar Derneği Başkanı Hakkı Baliç, tüm Dernek Üyeleri, “77’liler Çekirdek Grubu” Üyeleri Levent Üzün, İbrahim TiryakiKazım Coskun ve “74 mezunlarından” Niyazi Yilmaz ve Sadettin Karabulut’a olmak üzere, her Vefa’lıya ayrı ayrı teşekkür ederim.

Vefa Lisesi, tarihi binaları ve tüm heybeti ile eski mezunlarını bekliyor!

İyi Pazarlar ?

2017/173

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir