Pazar… Pazar… 2017/191

Pazar… Pazar…

1948 yılında bağımsızlığını ilan eden Burma veya Birmanya olarak bildiğimiz ülkenin adı, 1989 yılında iktidarı ele geçiren askeri rejim tarafından Myanmar Birliği Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. Bu isim ülkedeki en büyük etnik grup olan Myanma’dan gelmektedir. Yaklaşık 53 milyon nüfusu olan ülke, Güneydoğu Asya’da Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer almaktadır.

Ülkede anayasa tarafından tanınan 135 etnik gup bulunmaktadır. Myanmar hükümeti, silahlı etnik grupların sekizi ile 15 Ekim 2015 tarihinde “Ulusal Ateşkes Anlaşması” imzalamıştır.

%89’u Budist olan Myanmar’da devlet yetkilileri, Müslümanların nüfusun % 4’ünü oluşturduğunu iddia etmektedirler. Ancak Müslüman önderler, bu oranın % 10 ile 14 aralığında olduğunu bildirmektedirler. Müslümanların % 41’i Arakan bölgesinde, geri kalanı ise ülkenin diğer bölgelerinde yaşamaktadırlar.

Myanmar’ın 7 eyaletinden biri olan Arakan, 50.000 kilometre karelik bir alanda bulunur ve Bangladeş-Burma sınır bölgesindedir. Nüfusu 4 milyondan fazladır, fakat bölgenin nüfusu yaşananların ardından 1,5 milyona kadar gerilemiştir.

Myanmar’daki askeri cunta, 1982 yılında çıkardığı Vatandaşlık Kanunu ile ülkedeki tüm azınlıkları vatandaş olarak kabul ederken, Arakanlı Müslüman azınlık olan Rohingyaların varlığını ve haklarını tanımamış, bunları vatandaş olarak kabul etmemiş ve resmen “Vatansız bir halk” konumuna düşürmüştür.

Arakan bölgesinde yaşayan Müslüman Rohingyalılar, bir ayaklanma ile bağımsızlık mücadelesi vermeye başlamışlardır. Olaylar ilk başlarda Müslüman Rohingyalılar ile Budist Rakhineler arasında karşılıklı evlerin yakılması şeklinde başlamıştır. Şiddetin artması ile ilan edilen olağanüstü hal ile birlikte Müslümanlara uygulanan şiddet artmıştır.

Arakan’da Müslüman devleti kurma faaliyetleri, silâhlı çatışmalara ve hükümetin askerî operasyonlar yapmasına neden olmuştur. Binlerce Arakanlı Müslüman yurtlarından çıkarılmış, camiler, okullar ve evler zarar görmüştür. Arakanlı Müslümanlar komşu ülke Bangladeş’e sığınmışlardır. Sonradan geriye dönenleri Myanmar hükümeti ülkeye kaçak yollardan giren yabancılar olarak kabul etmiştir.

1989 ve 1991 yıllarındaki operasyonlar sonucunda 250.000 Arakanlı Müslüman tekrar Bangladeş’e sığınmış ve ancak Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nın baskısı neticesinde 1992’de ülkeye geri dönebilmişlerdir.

Müslümanların bir kısmı halen mülteci olarak Bangladeş’te kamplarda yaşamaktadırlar. Myanmar hükümeti Rohingyalılara tam vatandaşlık hakkı vermeyi reddederek, onların Myanmar vatandaşı sayılabilmeleri için vatandaşlık kanununa göre İngiliz işgali ve Hint göçmen akını başlamadan, yani atalarının 1824 tarihinden önce ülkede yaşadıklarını ispatlamaya zorlamaktadır.

2012 yılının Mayıs ayında 26 yaşındaki Myanmarlı bir kadının tecavüze uğrayarak öldürülmesi, Budistlerle Müslümanların arasındaki etnik çatışmaları hızlandırmıştır. Son olaylar ise, 25 Ağustos 2017 Cuma günü Müslüman bir devlet kurmaya çalışan Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusunun, Myanmar güvenlik güçlerine saldırması ile tekrar başlamıştır. Myanmar Ordusunun geniş çaplı operasyonlar gerçekleştirmesi sonucu, binlerce kişi yeniden bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştır.

Birleşmiş Milletler (BM), etnik çatışmaların çözülememesi durumunda, bölgedeki şiddet olaylarının artışından endişe duyduğunu belirtmektedir. Eski sömürgeci güç İngiltere, sorunu BM’ye taşırken, BM Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun silahlı eylemlerini kınamaktadır. Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkelerinden olan ve 1990’lardan beri Myanmar’dan kaçan Arakanlılara ev sahipliği yapan komşu Bangladeş, Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’na karşı Myanmar’a askeri yardım teklif etmektedir. Bangladeş, daha fazla mülteci kaldıramayacağını da açıklamıştır.

Özetle, Myanmar ordusu ve aşırılıkçı Budistlerin, Arakan Müslüman azınlığını hedef alması sonucu, çok sayıda kişi yaşamını yitirirken, ordunun başlattığı operasyonlar sonrası on binlerce Rohingyalı Bangladeş’e, binlerce kişi de sınır bölgesindeki Cox’s Bazar’da kurulan mülteci kampına sığınmıştır. Gerginliğin eksik olmadığı bölgeden kaçanlar sadece Rohingyalılar değil, aynı zamanda Arakan’da yaşayan ve Müslüman olmayan binlerce kişidir. Ayrıca binlerce kişi de ordu tarafından bölgeden tahliye edilmiştir.

Dünyanın bir tarafı refah ve mutluluk içinde yaşarken, başka bir köşesinde insanların sefalet, terör, baskı ve yok olma tehlikesi içinde yaşamalarını kabul etmek mümkün değildir…

Myanmar, Birleşmiş Milletlerin acilen müdahale etmesi gereken bir bölge. Bu sorun etnik ve dini bir sorundan öte, bir insanlık dramıdır.

Hiçbir ülkenin, tek başına bu bölgede mücadeleye girmesi, hem coğrafik konum, hem de bölgenin hassasiyeti açısından uygun değildir; çok daha büyük felaketlere neden olabilir.

Kaynakça

http://www.sozcu.com.tr/…/myanmar-arakan-nerede-arakanda-n…/

İyi Pazarlar…

2017/191

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir