SALI SOHBETİ – 63

RACING TEAM LANSMANI

2010 yılında şirketin yıllık değerlendirme ve yeni ürünlerin sunulacağı toplantı Antalya’da yapılacaktı. Yıllık toplantılara tüm bölgelerden yöneticiler, satış, temsilcileri ve merkez ofisten de pazarlama kadrosu gelirdi.

Bu toplantılarda satış ekibini motive etmek, yeni hedefler vermek ve yeni ürünlerle de heyecanlandırmak gerekir. Ekip toplantı sonrasında kendi bölgesine döndüğü zaman, doğal olarak en çok sevdiği veya ilgi duyduğu ürün grubuna odaklanır.

Biz de genç erkekler için bir parfüm serisi çıkartmayı planlamıştık. Antalya toplantısında Türkiye’nin her yerinden gelen bölge yöneticileri ve satış temsilcilerini bir arada bulmuşken bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Erkek parfüm serimizin adını “Racing Team” olarak belirlemiştik. “Monaco, Barcelona ve İstanbul” isimlerinde de üç varyantı vardı. Her üç koku da birbirinden güzel ve tarz olarak hızı seven, genç, şehirli erkeklere hitap ediyordu.

Lansmanı Antalya’daki toplantı sırasında yapacaktık. Birçok ürün müdürü kendi ürününü sunacağı için, tüm satış ekibine neredeyse bir “Ürün bombardımanı” yapılacaktı. Bense yeni parfümün öne çıkmasını ve ekibin çok etkilenmesini arzu ediyordum. Parfüm sürat ve Formula yarışlarını çağrıştırdığı aklıma değişik bir fikir geldi.

Benimle birlikte çalışan Serdar Türker, internetten yarış konseptine uygun kıyafet aradı, birkaç yer buldu, ama kimse bu kıyafetleri dışarıya vermek istemiyordu. Sonunda Tuzla Karting pistinde Go-Kart yarış arabalarını kiraya veren şirketi bulduk.

Şirketin sahibi Bestami Bey’den bize birer tane yarış tulumu ve kaskı ödünç vermesini rica ettim. Sadece bir gün kullanıp, Antalya dönüşü geri vereceğimizi anlattım. Bizi hafta sonu Tuzla’ya davet etti. Gittiğimizde, yapmak istediğimiz “Show”u anlatınca, çok hoşuna gitti, kahkahalarla gülmeye başladı ve bizim istediğimiz kıyafet ve kaskın dışında, eldiven, içlik gibi değişik aksesuarlar da verdi. Bu kıymetli malzemeleri bizi hiç tanımadığı halde, güvenerek teslim eden bu kibar insan Serdar’la ikimizin kalbini kazanmıştı.

Antalya’daki toplantıda sıra bizim sunumumuza gelince, salonun ışıkları karartıldı, içeriye duman verildi ve hoparlörlerden çok yüksek ses düzeyinde ritmik bir müzik verildi.

Salon tamamen doluydu, yüz kişinin üzerindeki satış ekibi masalarda, sahneye dönük oturmuş durumdaydı. Arkadaki kapıdan siyah mini elbiseler giymiş iki manken, ellerinde siyah beyaz renklerdeki damalı bayrakları sallayarak salona girdiler ve arka taraftan sahneye doğru yürümeye başladılar.

Elbiselerin göğüslerinde “Racing Team” çıkartmaları yapıştırılmıştı. Mankenleri gören ekip çılgınca alkışlamaya başladı. Ardından Serdar’la ikimiz, yarış kıyafetlerini giymiş ve kafalarımızda kasklarla masaların arasında bulunan iki ayrı koridordan sahneye doğru ilerlemeye başladık.

Salondan alkış, tezahürat ve ıslık sesleri geliyordu. Spot ışıkları Serdar’la ikimizi takip ediyordu, ağır ağır sahneye doğru ilerliyorduk. Salonun loş olması, spot ışığın gözümü alması, duman ve kafamdaki kaskın camının koyu renk olmasından dolayı önümü zor görüyordum, az daha ayağım takılacak ve düşecektim.

Neyse ki, sahneye gelebildik ve yüksekçe olan platforma çıktık. Daha önce buna benzer bazı lansmanlar yaptığım için, ekip benim sürprizlerime alışmıştı, sahneden salona baktığımda gülen yüzleri görüyordum.

Sahnede bir an için durduktan sonra kasklarımızı çıkardık, kürsüye koyduk. Serdar bana mikrofonu uzattı, ben de Racing Team parfüm serisini tanıttım ve ardından sahnenin arkasındaki perde aralandı, yine siyah beyaz renklerdeki damalı yarış bayrağına sarılı tekerlekli arabaya konmuş büyük bir standı, iki garson iterek sahnenin ortasına getirdiler.

Bayrakları açtım ve ortaya üzerinde “Racing Team” ürünleri doldurulmuş stant çıktı. Bir alkış daha koptu. Standın üzerinden üç varyanttan birer tane parfüm aldım. Serdar’la birlikte parfümleri açtık ve manken kızlara verdik. Kızlar solunda dolaşarak, herkese parfümü sıkmaya başladılar.

Çok güzel bir lansman olmuştu, toplantıdan sonra birçok bölge yöneticisi yanıma gelerek tebrik etti ve aynı sunumu kendi bölgelerinde de yapmamı istediler. Biz de Serdar’la birlikte çok eğlenmiş ve ürünümüzü çok güzel tanıtmıştık. Aylar sonra rutin bölge ziyaretleri yaptığımda, bölge yöneticileri bana gülerek “Hakan Bey, sizi yarış kıyafetleri ile bekliyorduk” demişlerdi.

Devamı haftaya salı günü…

28 Temmuz 2020

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir