Pazar… Pazar… 2016/133

Pazar… Pazar…

Son iki haftadır olağan üstü bir durum yaşıyoruz. Bir taraftan 15 Temmuz gecesi yaşananlar daha detaylı ortaya çıktıkça, bir taraftan da sonrasında gözaltına alınan insanları, kapatılanlar okulları ve yazamayacağımız kadar çok gelişen olayları gördükçe irkiliyoruz.

Askeri okulların kapatılması, harp okullarının sivil üniversiteye bağlanması ve buna benzer alınan kararların ülkemize getireceklerini ancak 10 yıl sonra görebileceğiz. Dilerim alınan bu kararlar ülkemiz için hayırlı olur. Yine de alt yapısı yeteri kadar hazırlanmadan, hızlıca yapılan bu değişikliklerin, ileri yıllarda başka sakıncalar ve problemler doğurma ihtimalini düşünmeden edemiyoruz. Bence bu konu çok önemlidir, üzerinde çok ciddi düşünmek, planlama yapmak ve ona göre uygulamalar geliştirmek gerekmektedir. Bu nedenle askeri okulların ve harp okullarının yeniden yapılandırılması için ülkemizin önde gelen üniversiteleri ve oradaki tertemiz bilim insanlarından yararlanılmalıdır. Başta teknik üniversitelerdeki mühendislik ve teknik branşlarla çok sıkı bir işbirliğine gidilmelidir. Teknik donanımda çok iyi yetişmiş kadroların, ileride başarılı Ar-Ge çalışmaları yapabileceklerini, savunma sanayi için bulunduğumuz konuma uygun yeni ve farklı cihazlar geliştirebileceklerini ve en değerlisi dışa bağımlı kalmadan kendi silah, araç ve gereçlerimizi geliştirebileceğimizi öngörmek gerekmektedir.

Ülkemizin bulunduğu coğrafya ve çevresindeki koşullardan dolayı güçlü bir orduya ihtiyaç duyduğu tartışılmaz bir gerçektir. Ancak sayıca büyük bir ordu yerine, teknik olarak güçlü bir ordunun çok daha etkin olacağını tahmin etmek zor değildir.

Ünivetsitelerde yetişen pırıl pırıl bir gençlik var. Ne yazık ki son yıllarda başta makine, elektrik, elektronik, inşaat, mimarlık ve benzeri bölümlerden mezun olanlanların hayalleri iş dünyasına atıldıkları anda suya düşmektedir. Oysa üniversite sıralarında teknik icatlar yapan, hatta kendi otomobilini veya benzer bir teknik cihazı geliştiren ne kadar çok parlak beyin var; fakat bunlar yeteri kadar değerlendirilmediği ve onlara bir takım fırsatlar verilmediği için, hepsi üniversitelerde birer “Öğrenci projesi” olarak kalmaktadır. Bu önemli bölümlerden mezun olan gençlerin büyük bir çoğunluğunun okudukları bölümlerle ilgisi olmayan işler yaptıklarını yakından görmekteyiz.

Geçenlerde radyo dinlerken, Kastamonu’da 15 yaşında bir ortaokul öğrencisi kızın, annesi evden çıkarken elektriğe takılı bir cihaz bırakma endişesi yaşadığını ve bu nedenle gittiği yerden kısa zamanda ayrılıp, eve dönmesi karşısında, bir kapı kilidi geliştirdiğini öğrendim. Kapı iki kere kitlendiğinde, evdeki tüm sigortaların bağlı olduğu şalteri indirdiğini ve bunun sayesinde evden çıkarken elektriğe bağlı hiçbir cihaz kalmamaktaymış. Bu haberi duyunca “İşte bu kızı hemen almalı, %100 burs vererek önce bir fen lisesine, ardından en iyi teknik üniversitelerden birine yerleştirmelisiniz. Bu kızın eline imkânlar verilirse, kesinlikle çok daha önemli icatlar yapacaktır” diye düşünmeden edemedim.
http://www.haberler.com/ortaokul-ogrencisinden-elektrigi-k…/

İşte, böyle parlak öğrencileri harcamadan, gerek ülkemiz savunma sanayi, gerekse ülkemizin teknolojik alanda gelişmesi için fırsat vermeliyiz. Emin olunuz ki, böyle binlerce çocuk vardır…

Beyin gücü, her zaman bilek gücünden daha etkilidir.

İyi Pazarlar…

2016/133

15 yaşındaki ortaokul öğrencisi Sevim Nur Ünlüyol, annesinin her dışarı çıktığında duyduğu endişeye son vermek için, elektriği kesen kapı kilidi yaptı.
HABERLER.COM

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir