Pazar… Pazar…
YENİ LİDERLİK YAKLAŞIMI 7
Bu mini yazı dizisine, iş dünyasında 1960-70’lerden sonra günümüze kadar oluşan liderlik anlayışları ile başlamıştım. İlk olarak Durumsal Liderlik (Situational Leadership), ardından Hizmetkâr Liderlik (Servant Leadership), Sistemsel Liderlik (Systems Leadership), Koçvari Liderlik (Coaching Leadership) ve Otantik Liderlik (Authentic Leadership) teorilerini yazmıştım. Bu hafta ise sonrasında oluşan liderlik kavramı ile devam edeceğim.
6. Paylaşılan Liderlik (Shared Leadership)
2003 yılında Craig Pearce ve Jay Conger tarafından geliştirilen Paylaşılan Liderlik yaklaşımı, liderlik araştırmalarında önemli bir paradigma değişimi olarak değerlendirilmektedir. Geleneksel liderlik anlayışında liderlik, çoğunlukla dikey (vertical leadership) bir yapı üzerinden açıklanır. Yani lider, örgütsel hiyerarşide üst konumda bulunan, vizyon geliştiren, karar veren ve takipçileri yönlendiren kişidir. Ancak modern iş dünyasının artan karmaşıklığı, bilgi yoğunluğu ve takım çalışmasına olan ihtiyaç, bu tek merkezli liderlik anlayışının değişiminin gerekliliğini ortaya çıkartmıştır.
Pearce ve Conger, liderliği yalnızca tek bir bireye atfedilen bir sorumluluk olarak görmek yerine, bir ekip veya grup içindeki kolektif etkileşimlerin sonucu olarak tanımlar. Bu bakış açısına göre, liderlik farklı durumlarda farklı bireyler arasında ortaya çıkabilir. Örneğin, bir ekip üyesi teknik uzmanlığı sayesinde bir projede öncü rol üstlenebilirken, başka bir üye sosyal becerileriyle takımın motivasyonunu yükseltmede liderlik edebilir. Böylece liderlik, ekip üyeleri arasında dinamik, yatay ve karşılıklı etkileşimlere dayalı bir süreç haline gelir.
Paylaşılan Liderlik (Shared Leadership) modelinde sıklıkla öne çıkan dört kavram vardır: Attention (Dikkat), Congruence (Uyum), Direction (Yön) ve Energy (Enerji). Bu kavramlar, paylaşılan liderliği mümkün kılan ve sürdüren temel dinamiklerdir.
Attention (Dikkat)
Paylaşılan liderlikte dikkat, ekip üyelerinin ortak amaçlara, kritik görevlere ve önceliklere odaklanabilmesini ifade eder. Liderlik, yalnızca bir kişinin gözüyle değil, tüm ekibin sürekli tetikte olmasıyla yürür. Her üye, fırsatları, tehditleri, riskleri ve yeni gelişmeleri fark ederek bu dikkati grup içinde paylaşır. Dikkat, “Nereye odaklanıyoruz?” sorusunun cevabıdır. Örneğin, bir proje takımında bir üye teknik riskleri fark ederken, bir diğeri müşteri beklentilerine odaklanabilir. Bu farklı dikkat alanlarının paylaşılması, ekibin bütüncül bir bakış açısı geliştirmesini sağlar.
Congruence (Uyum)
Uyum, ekip üyelerinin değerleri, amaçları ve davranışlarının ortak hedeflerle paralel olmasıdır. Paylaşılan liderlikte farklı kişiler farklı zamanlarda öne çıksa da tüm ekibin aynı vizyon doğrultusunda hareket etmesi gerekir. Uyum, liderliğin dağınık değil, ortak bir çerçevede birleşmiş olmasını sağlar. Bu durum güveni artırır ve ekip içi çatışmaları azaltır. Örneğin, eğer ekip üyelerinden biri kısa vadeli kazanç peşindeyken diğeri uzun vadeli müşteri memnuniyetini savunuyorsa, uyum eksikliği ortaya çıkar. Paylaşılan liderlikte bu farklılıklar diyalog ve ortak değerler aracılığıyla dengelenir.
Direction (Yön)
Yön, ekibin hangi amaç doğrultusunda ilerleyeceğini gösteren ortak rota ve stratejidir. Paylaşılan liderlikte yön, yalnızca üst düzey liderin belirlediği bir vizyon değildir; tüm ekibin katkısıyla şekillenir. Liderlik rolünü üstlenen kişiler, ekibi hedefe kilitleme, öncelikleri belirleme ve ilerlemeyi kolaylaştırma sorumluluğu taşır. Yön, hem bireysel çabaları hem de kolektif iş birliğini anlamlı hale getirir. Örneğin, yeni bir ürün geliştiren ekip, hangi pazara odaklanacağını ve hangi müşteri grubunu önceliklendireceğini birlikte kararlaştırır. Böylece tüm üyeler aynı yöne ilerler.
Energy (Enerji)
Enerji, ekibin motivasyonunu, dinamizmini ve dayanıklılığını ifade eder. Paylaşılan liderlikte enerji, yalnızca bir liderin karizmasıyla değil, ekip içindeki tüm üyelerin birbirini desteklemesiyle korunur. Pozitif enerji, ekip üyelerinin daha yüksek bağlılık, yaratıcılık ve performans göstermesini sağlar. Enerji, aynı zamanda zorluklarla karşılaşıldığında ekibin direncini ve esnekliğini artırır. Örneğin, yoğun bir ortamda bir teslim tarihi yaklaşırken, bazı üyeler yorulsa bile diğerleri moral ve destek sağlayarak ekibin enerjisini yüksek tutabilir.
Özetle,
• Attention (Dikkat): Neye odaklanıyoruz?
• Congruence (Uyum): Hedeflerimiz ve değerlerimiz birbiriyle örtüşüyor mu?
• Direction (Yön): Hangi yöne gidiyoruz?
• Energy (Enerji): Bu yolculuğu sürdürecek motivasyonumuz var mı?
Bu dört kavram birlikte, paylaşılan liderliğin sürdürülebilir ve etkili olmasını sağlar. Araştırmalar, paylaşılan liderliğin özellikle yenilikçi, proje odaklı ve bilgi yoğun iş ortamlarında daha yüksek performans sağladığını göstermektedir. Çünkü bu yaklaşım, çalışanların katılımını ve bağlılığını artırır, takım içinde karar kalitesini yükseltir, yaratıcılığı ve inovasyonu teşvik eder. Liderliğin sadece bir otorite kaynağı olmaktan çıkarılıp bir kolektif yetkinlik haline gelmesini sağlar. Bu bakış açısı, günümüzün ağ tabanlı, hızlı değişen ve katılımcı organizasyon yapılarında giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Gelecek hafta, iş dünyasında 1960-70’lerden sonra günümüze kadar oluşan liderlik anlayışları ile devam edeceğim.
Bu mini yazı dizisinin son bölümünde ise, Dördüncü Sanayi Devrimiyle birlikte 2025’ten sonra geçerli olabilecek “Yeni Dönem” liderlik davranışlarının küçük bir öngörüsünü yazacağım.
Kaynakça
Pearce, C. L., & Conger, J. A. (Eds.). (2003). Shared Leadership: Reframing the Hows and Whys of Leadership.Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
Pearce, C. L. (2004). The future of leadership: Combining vertical and shared leadership to transform knowledge work.Academy of Management Executive, 18(1), 47–57.
İyi Pazarlar…