SALI SOHBETİ – 6

SALI SOHBETİ – 6

YERİN KULAĞI VAR

Oldum olası insanlara çabuk güvenirim ve yıllar içinde bunun zararını çok görmüşümdür. İş dünyasında güven duymak için, birtakım şeyleri yaşamaya ve zamana ihtiyacımızın olduğunu, yıllar sonra kavrayacaktım. Seyahat acentesindeki ilk fırtınayı atlattıktan sonra, diğer işlerde pek bir hata yapmadan devam ettim ve biraz kredi kazanmaya başladım.

Seyahat acentesinin dahil olduğu holdingin bir pazarlama şirketi vardı ki, o zamanlar piyasada çok adı geçen ve çok başarılı işler yapan bir şirketti. Dünyanın her yerinden ürün alıyor ve yine dünyanın her yerine satıyorlardı. Özellikle yeni açılan doğu blok ülkelerinde inanılmaz işler yapıyorlardı. Bu şirketin çalışanları, sürekli seyahat ediyor ve zamanın en iyi otellerinde kalıyorlardı. Biz de seyahat acentesi olarak, bu şirketin uçak biletlerini kesiyor ve otel rezervasyonlarıyla ilgileniyorduk. Bu şirkette çalışanlar benim gözümde çok başarılı insanlardı ve onlarla birlikte çalışmak bir hayal gibiydi. Burada çalışmak herkesin harcı değildi; çok iyi eğitim almış olmak ve çok iyi lisan bilmek yetmiyordu, ayrıca yurt dışı iş deneyimi de gerekiyordu.

Ben de başka bir şirkette dahi olsa, aynı holding çatısı altında çalışıyordum, belki bu nedenle askerlik sonrası bu pazarlama şirketine geçebilirdim. Böyle hayaller kurarken, şirkette şef muavini olarak çalışan benden yaş olarak oldukça büyük biriyle, öğlen yemeği sırasında bu konuda biraz sohbet ettim. Ona, en geç bir yıl içinde askere gideceğimi, dönünce pazarlama şirketine başvurmak istediğimi bütün saflığımla anlatarak, şu anda çalışmakta olduğum seyahat acentesinde olmamın bir avantaj olup olmadığını sordum. Bana bu konuda pek bir fikir vermese de, beni pür dikkat dinlemişti.

Aradan birkaç gün geçti ve beni acente müdürü odasına çağırdı. Bana, kimsenin acentesini bir basamak gibi kullanamayacağını, buna asla izin vermeyeceğini sinirli bir şekilde ifade etti. Şirketten ayrılıp, askere gideceğimi bildiğini, fakat dönüşte eğer pazarlama şirketine başvurursam hakkımda olumsuz bilgi vereceğini açıkça söyledi. O anda şef muavininin, acente müdürüne yaptığımız tüm konuşmayı aktardığını anladım ve başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Ona güvenmiş ve tüm iyi niyetimle, bir hayalimden söz etmiştim. Zaten uzun dönem askerlik yapacağımdan, seyahat acentesinde kalıcı olamazdım ve askerlik dönüşümde tekrar aynı işe girmem de çok zordu. Acentenin benim yerimi boş tutacak hali yoktu herhalde… Müdürün odasından nasıl çıktığımı hatırlamıyorum ama sinirden elim ayağım titriyordu. Şef muavini de, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi, işlerle ilgilenmeye devam ediyordu. Acente müdürüyse, daha askere bile gitmemiş, geçici olarak çalışan genç bir personelin, kendi geleceğiyle ilgili masum hayalini olgunlukla karşılamak ve hatta babacan bir tavırla öğütler vermek yerine, tehdit etmeyi bir marifet saymış, aklınca acentenin “Namus”unu korumuştu!

Açıkçası insanları iyice tanımadan, güvenmenin ve düşüncelerimi paylaşmanın zararını görmüştüm. Bu yaşadığım olay, benim kendi hatamdı. Acente müdüründen böyle sözler işitmek, çok ağırıma gitmişti. Ama bu olaydan çok önemli bir ders daha çıkardım. İnsanlara şahsi düşüncelerimi açıklamadan önce, o insanı yeteri kadar tanıyıp tanımadığımı kendime sormaya başladım. Yine de yapım gereği, insanlara hep güvendim. Yıllar sonra, müdür olduğumda, bana gelip düşüncelerini paylaşan veya insanlar hakkında yorum yapan genç mesai arkadaşlarımı dinlediğimde, aklıma benim yaşadığım bu olay geldi ve hiçbir zaman onları zor duruma düşürmemek için, sözlerini asla kimseye iletmedim. Kimsenin de bir başkasının sözlerini iletmesini sevmiyorum, çünkü istemeden de olsa, sözler çarpıtılabilir veya eksik aktarılabilir. Bir şirkette keyif ve huzur içinde çalışmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu biliyor ve her zaman şirket içinde ast veya üstlerle iyi ilişkiler içinde olunması gerektiğini gençlere öğütlüyorum. Hatta günün yoğun temposu içinde, işlerde oluşabilecek aksiliklerden dolayı, aralarında tartışma yaşayan kişilerin, mesai bitmeden, aralarındaki soğukluğa bir son vererek ofisten ayrılmalarını tavsiye ediyorum.

Devamı haftaya Salı günü…

20 Kasım 2018

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir