Pazar…Pazar… 2019/284

Pazar…Pazar…

SEÇİM

Hayatımızı yönlendiren seçimlerimizdir. Bizi dünyaya getiren ailemizi seçme şansımız yok, ancak sonrasında tüm hayatımızı seçimlerimize göre yaşama şansımız var…

Çocukluğumuzda kendi seçimlerimizi yapma şansımız da pek olmuyor, ilkokul seçimizi ailelerimiz bizim için yapmış oluyorlar. Belki lise seçimlerimizde de ailelerin etkisi oluyor. Ancak üniversite veya kariyer seçimlerimizi 13-14 yaşından itibaren kendimiz yapıyoruz.

Ancak seçebildiğimiz ve ona göre hayatımızı şekillendirdiğimiz o kadar çok konu var ki… Belki bazı seçimlerimiz önemsiz gibi görünebilir. Ama şöyle bir geriye bakıp, zamanında yanlış seçimlerimizden dolayı kaybettiklerimizi bir düşünürseniz, küçük ayrıntıların bile, ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Hiç merak ettiniz mi; geçmişte küçük yol ayırımlarında, seçtiğimiz yolu değil de, diğer yolu seçmiş olsaydık, acaba ne olurdu?

Neleri kendimiz seçiyoruz?

Arkadaşlarımızı seçebiliz…
Arkadaşlarımız arasından dostlarımızı seçebiliriz…
Hayat arkadaşımızı seçebiliriz…
Sağlıklı yaşamı seçebiliriz…
Yediklerimizi, içtiklerimizi seçebiliriz…
Mesleğimizi seçebiliriz…
Çalışacağımız sektörü seçebiliriz…
Kariyerimizde yükselmeyi seçebiliriz…
Başarılı olmayı seçebiliriz…
Hayat tarzımızı seçebiliriz…
Yaşayacağımız şehri, mahalleyi seçebiliriz…
Bizi mutlu edecek hobilerimizi seçebiliriz…
Spor yapmayı seçebiliriz…
İnsanlara faydalı olmayı ve bunun için gayret etmeyi seçebiliriz…
Hayata bakışımızı seçebiliriz…
Okuyacağımız kitapları, yayınları veya makaleleri seçebiliriz…
Bizi dinlendirecek müziği seçebiliriz…
Konuşma ve iletişim şeklimizi seçebiliriz…
Hayatı fark etmeyi seçebiliriz…

Peki, tüm bu seçimlerin doğru seçimler olabilmesi ve zaman kaybetmemek için neler yapmamız gerekiyor?

Seçimlerimizden önce, sadece kendi bildiklerimizle yetinmemek, araştırmak, sormak, okumak ve deneyimli insanlardan fikir almak veya tüm olasılıkları öngörmek gerekmektedir. Tüm fikirleri ve düşünceleri masaya yatırarak, olası riskleri hesaplamak ve buna göre karar vermemiz gerekiyor. Bu davranışa “Proaktif davranış” diyoruz. Proaktif davranan insanların davranışları özgüvenli olur, büyük hayal kırıklıkları ve pişmanlıklar yaşamazlar. Hayatlarını planladıkları çizgide yürütme şansları olur.

Proaktif davranışın tersi, “Reaktif davranış”tır. Yani önceden bir plan yapılmadığı için, olaylar olduktan sonra tepki vermek zorunda kalırlar. Reaktif davranışta, ya olaylar olduğu gibi kabullenilir, ya da tepki verilir. Her iki durumda da bir takım kayıplar söz konusu olabilir.

Bu nedenle seçimlerimiz öncesi, tüm olasılıkları düşünmek ve sonrasında oluşabilecek gelişmeleri tahmin etmek gerekmektedir…

Siyasi tarihimizi ve ülkemizin geleceğini etkileyecek seçimleri yaparken de, çok iyi düşünmek, iyi planlamak, ileriyi düşünmek ve tüm dengelerin değişebileceğini öngörmek gerekmektedir.

“Tek bir oydan bir şey olmaz” diye düşünmeden, vatandaşlık görevimizi yapmalı ve ülkemizin geleceği için oyumuzu kullanmalıyız. Zaten seçimlerde oy kullanmayan, bu görevini yapmayan bir kişinin, herhangi bir toplulukta ülkemizin geleceği ve siyasi yaşamla ilgili herhangi bir yorum yapmaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Tabii ki, kimin oy kullanıp kullanmadığını bilemeyiz, ama insanın bu soruyu kendine sormadan edemeyeceğini düşünüyorum…

Belki bir kişiyi bile etkileme şansım olur diye, bugünkü pazar yazımı, cumartesi akşamından paylaşıyorum…

Seçim hepimize hayırlı olsun…

İyi Pazarlar…

2019/284

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir