Pazar… Pazar… 2017/192

Pazar… Pazar…

Bu hafta pazartesi günü yapılan açıklamaya göre, Türkiye ikinci çeyrekte %5.1 ile AB’nin iki katından fazla ekonomik büyüme gösterirken, G-20’nin en iyi üçüncü büyüyen ülke oldu.

Bir iktisatçı değilim, ama bildiğim kadarı ile bu büyümeyi değerlendirmeye çalışacağım, çünkü hepimizin kafasında aynı soru işaretleri var: Madem böylesi ekonomik bir büyümemiz var, neden millet olarak bu büyümeyi hissetmiyoruz? Neden hala ekonomik sıkıntılar var?

O zaman şu sorunun cevabını vererek başlayalım: Bir ülkenin ekonomik büyümesi nedir ve nasıl hesaplanır?

Ekonomik büyüme, bir ülkede belirli bir zaman diliminde, mal ve hizmet üretimi miktarında artış olmasıdır. Aynı zamanda da para yaratımında artış olmasına bağlıdır. Ekonomik büyüme genel olarak Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) artış oranı yüzdeleriyle ölçülür. Küçülme ise ülkenin GSYİH’nın azalmasıdır.

GSYİH üç farklı yöntemle hesaplanabilir: Üretim Yöntemi, Gelir Yöntemi ve Harcama Yöntemi.

İktisat kitaplarında genellikle tercih edilen yöntem: Harcama Yöntemidir.

Buna göre GSYİH ülkedeki Tüketimin (Tük), Devlet Harcamalarının (Dev), Yatırımların (Yat) ve İhracatların (İhr) toplamından İthalatın (İth) çıkarılmasıyla bulunur:

GSYiH = (Tük + Dev + Yat + İhr) – İth

Ekteki tabloda Türkiye’nin 2012 yılından 2017 yılının 2. çeyreğine kadar olan büyüme oranlarını görebilirsiniz. Her yılın çeyreğini bir önceki yılın çeyreği ile karşılaştırabilirsiniz.

Ancak dikkat edilmesi gereken yıl sonu ortalama büyüme oranlarıdır. Görüleceği üzere;
2012 yılında %2,30
2013 yılında %4,03
2014 yılında %2,93
2015 yılında %4,50
2016 yılında ise %3,0 büyüme gerçekleştirmiştir.

Her iki yılda bir, yani 2012, 2014 ve 2016’da son iki çeyrekte büyüme yavaşlamış ve ortalamayı aşağıya çekmiştir. Bu durumda, istikrarlı bir büyümeden söz etmek mümkün olmamakla birlikte, inişli çıkışlı da olsa büyümeyi sürdürdüğümüzü söyleyebiliriz.

Son yılın ekonomik durumuna üretim yapan işletmeler açısından bakacak olursak:

• 2016 yılının son iki çeyreğinde ekonominin gerilemesi, iç pazar talep daraltması yaratmıştır. Aynı dönemde büyük miktarlarda ihracat yapılan ülkelerle yaşanan sorunlu dış politika nedeniyle, ihracatta da düşüş olmuştur.
• Bu nedenle başta KOBİ’ler olmak üzere işletmeler ürettikleri ürünleri satmakta zorlanmışlardır, stoklar şişmiş, nakit akışları bozulmuş ve nakit girdilerini azaltmıştır.
• Öz sermayeleri güçlü olmayan KOBİ’ler bankalardan kredi bulmakta zorlanmış, hammadde üreticilerinden vadeli ödeme karşılığı bile olsa tedarik güçlüğü çekmişlerdir.
• Kaynak bulamayan ve borçlanamayan KOBİ’lerin büyük bir bölümü, üretimi yavaşlatmış veya durdurmuşlardır.
• KOBİ ve Orta Büyüklükte üretim yapan işletmelerin bir kısmı, çalışanlarına süresiz izin vermiş veya işten çıkarmalar yapmışlardır. Üretimi mimimum seviyede yapan KOBİ’lerin bir kısmı da yeni işçi alımı yapmadan, mevcut çalışanlarla devam etmişlerdir.
• Her yıl artan ithalat ise devam etmiştir. Başta uzak doğudan yapılan ithalatlar, maliyet açısından yerli üreticileri rekabette zor durumda bırakmışlardır.
• Yabancı yatırımcıların gelişi yavaşlamış ve yerli büyük işletmeler ise yatırımlarını durdurma veya erteleme kararları almışlardır.

Bu sorunlar iç pazarı olumsuz yönde etkilemiştir. Hammade üreticisinden başlayan, lojistik, ambalaj üreticisi, servis, üretim, satış, dağıtıcılar, perakendeciler ve tüketiciye kadar uzanan değer zincirindeki tüm birimler etkilenmişlerdir. Üretime devam eden işletmeler ise, daha önceki yıllarda etmiş oldukları kârlılıktan uzak, çok daha az kâr marjları ile ürünlerini satmak zorunda kalmışlardır. Yeteri kadar kâr edemeyen işletmelerin, bırakın yatırım yapmayı, varlıklarını bile sürdürmeleri imkânsız duruma gelmiştir.

Peki, bu yılın ilk iki çeyreğindeki artış oranı nereden kaynaklanıyor?

İlk etken, teminat yetersizliği nedeniyle kredi alamayan KOBİ’lere Kredi Garanti Fonu (KGF), sağladığı kefaletle yatırımlarının ve işletmelerinin finansmanında banka kredisi kullanmalarını mümkün hale getirmektedir. (1) Bilindiği gibi, Türkiye’de üretim yapan işletmelerin %95’ten fazlası KOBİ’dir.

Derecelendirme Kuruluşu Goldman Sachs, 25 Temmuz 2017 tarihindeki raporunda, Türk bankalarının güçlü ikinci çeyrek bilançoları açıklayacağını, KGF garantilerinin desteğiyle kredilerde bu yıl %23 artış yaşandığına işaret etmiş ve İş Bankası ile Vakıfbank’ın KGF destekli kredi artışında en büyük paya sahip olduklarını açıklamıştı. (2)

KGF garantileri ile kaynak bulan işletmeler, üretimlerine hız vermişlerdir. TC Merkez Bankası, İstatistik Genel Müdürlüğü, Reel Sektör Verileri Müdürlüğünün 25 Ağustos 2017 tarihli raporu bunu doğrulamaktadır. Bu rapora göre, Ağustos ayında imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %78,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. (3)

İkinci etken ise üretim yapan işletmeler ihracata ağırlık vermişlerdir. Avrupa’da resesyonun (küçülmenin) devam etmesi, Avrupa’lı üreticilerin kendi pazarlarına verecekleri ürünlerin üretim veya ithalat miktarlarını düşürmüştür. Bu durumda, başta Çin’den olmak üzere, uzak doğudan yapılacak ithalatların, nakliyelerinin konteyner bazında gerçekleşmesi için büyük montanlarda siparişini ve üretimini zorlar hale getirmiştir.

Bu nedenle Avrupa’lı dağıtıcılar ve perakendeciler, daha küçük miktarlarda ve katma değeri daha fazla olan ürünleri üretmeyi kabul eden, karayolu ve gemi ile çok daha hızlı bir şekilde tedarik edebilecekleri Türkiye, Cezayir, Mısır gibi ülkeleri tercih etmeye başlamışlardır.

Türkiye’deki KOBİ’lerin 2017’nin iç pazardaki daralmanın farkına vararak, ihracata yönelmeleri ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemiştir. Bence ihracata olan ivmenin devam etmesi, ülkemiz ekonomisine katkı yapacaktır ve ihracatın ithalatı karşılama oranını düşürecektir.

Üçüncü etken ise, ertelenmiş yatırımların tekrar gündeme alınarak, gerçekleştirilmesi yönünde yapılan girişimlerdir. İhracat siparişlerini karşılamak, rekabet edebilmek için maliyetleri düşürme yolunda otomasyona geçmeye çalışan işletmeler, makine, yazılım ve donanım siparişleri vermeye başlamışlardır. Ancak otomasyonun, işçi alımında eskisi kadar artış sağlamayacağını düşünüyorum. İşsizlik oranlarında ciddi oranda düşüş beklemek zordur.

2. çeyrekteki büyümede harcamaların etkisi düşüktür. Üretim sanayinin hızlanması, ihracat ve yatırımların artışı büyüme oranını bir öneki yıla göre arttırmış olsa da, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründeki aşırı üretim, ancak aynı oranda olmayan talep olmaması ile sektörü besleyen tüm yan sanayilere nakit girişini azaltmış, dolayısı ile tüketicilerin harcamaları etkilemiştir. İnşaat sektörüne bağlı olan, beyaz eşya, mobilya, hatta elektronik cihazların bile (Cep telefonları hariç) satışları olumsuz etkilenmiştir. Sektörlerde alışverişin azalması, pazarda daralmaya neden olmuştur. Günümüzde gıda sektörü bile, beklenen gelir ve kârdan uzaktır.

Dolayısı ile GSYİH’nın artması ve ekonomik büyümenin halka kadar inmesi, ancak büyümenin artarak devam etmesi halinde mümkün olacaktır.
Yıl sonunda %7 ekonomik büyümeyi görebilir miyiz, çok emin değilim ama, en azından önceki yıllarda olduğu gibi, son 2 çeyrekte gerileme olmamasını ümit ediyorum.

Derecelendirme kuruluşu Fitch, 21 Temmuz 2017 tarihli raporunda Türkiye’nin kredi notunu BB+ seviyesinde bıraktı, çünkü ilk 2 çeyrekteki büyüme oranının devam etmesi yönünde temkinli kalmayı tercih ettiğini düşünüyorum. (4)

Yıl ortalamasında %5 bile bence iyi bir orandır. Kredi derecelendirme kuruluşlarındaki “Yatırım yapılabilir” puanlarının verilmesini sağlar, bu da yabancı sermaye girişini hızlandırdığı gibi, iç pazarı da olumlu yönde etkileyecektir.

Yine de hem devlet olarak, hem de birey olarak, hiç bir zaman bir elimiz yağda, bir elimiz balda olmayacak; çok daha fazla çalışmamız, akıllı yatırımlar yapmamız ve gereksiz yatırımlar yapmamamız gerekmektedir.

Ekonomik faktörleri kendi fikrimce sizlere paylaşmaya çalıştım, sosyal faktörler için zaten çok fazla yazan ve çizen var, o nedenle hiç değinmedim.

Takdir edersiniz ki, bir pazar yazısında ve bu kadarcık yerde, ancak bu kadar olabiliyor…

Kaynakça

(1) http://www.kgf.com.tr/inde…/…/13-desteklerimiz/kaynaklarimiz
(2) http://www.businessht.com.tr/…/1576116-goldman-dan-turk-ban…
(3) http://www.tcmb.gov.tr/…/6fe9724a-c0d0-4…/KKO-Rapor-Int.pdf…
(4) http://www.sozcu.com.tr/…/son-dakika-fitch-turkiyenin-kred…/

Not: Tablonun en alt satırında toplam olarak belirtilen değerler, yıl ortalamalarıdır.

İyi Pazarlar…

2017/192

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir