Pazar… Pazar… 2017/200

Pazar… Pazar…

Bu Pazar sabahı sizlere 200. “Pazar… Pazar…” yazımı yazıyorum. Hiç bir Pazar sabahı aksatmadan tam 200 haftadır, bazen biraz uzun, bazen kısa, ama içimden geldiği gibi yazıyorum…

İlk haftalar çok yakın arkadaşlarım takip ederken, bugün yazılarımı takip edenlerin sayısı oldukça arttı, bu da beni çok mutlu ediyor…

Bazen yaşadığımız haftanın önemli olaylarına değinirken, bazen iş dünyasını ilgilendiren konularda yazdım. Bazen hep birlikte bazı olaylar karşısında üzüntümüzü paylaştık, bazen de ülkemizin özellikle sportif başarıları karşısında hep birlikte gururlandık… Bazen de hep birlikte gülümseyelim diye traji komik olayları gündeme getirdim. Ama her Pazar sabahı, kahvenizin yanında kurabiye tadında yazmaya çalıştım…

200 haftada benim nacizhane yazılarım ile ilgili neler oldu neler…

Her yazıma mutlaka bir katkı yapan, hele bazıları ile hiç karşılaşmadığımız arkadaşlarım oldu…

Tüm katkılarınızdan mutlaka birşeyler öğrendim veya olaylara farklı bir bakış açısı ile bakma şansım oldu…

Sonraki haftalarda yazmam için bana konu öneren arkadaşlarım oldu ve ben de zamanı geldiğinde elimden geldiği ölçüde araştırma yaparak, onların arzularını yerine getirmeye çalıştım.

Yazılarımın çıktısını alarak dosyalayan çok yakın bir dostum oldu ve bana “Kaybettiğin bir yazı varsa, bende var, sana verebilirim…” dedi. Ayrıca her hafta güncel olarak yazdığım için, bu yazılarımın bir almanak gibi olduğu söyledi. (Teşekkürler İbrahim…)

Yazılarımı artık bir blog haline getirmemi öneren dostlarım oldu. (Kulaklarını çınlatıyorum Muhsin Hocam)

Bazı Pazar sabahları eğitimde olduğumda, yazılarımı öğlene kadar yayınlamadığımda, bana mesaj atan veya telefonla arayıp, “Hayrola hasta mısın?” diye soran dostlarım oldu… 🙂

Bazı markaların reklam veya kampanyalarını eleştirdiğimde, söz konusu şirketten benimle iletişime geçip, hatalarını düzelteceklerini ifade eden şirket sahipleri veya yöneticileri oldu… Açık fikirli oldukları için onlara da buradan teşekkür ediyorum…

Üniversitede dersimi alıp, mezun olduktan sonra bile buradan yazılarımı takip eden, hatta tekrar görüştüğümüz eski öğrencilerim oldu.

Halen öğrencim olup, seyahatte olduğumu buradan öğrenip, “Hocam bu haftaki dersinize gelecek misiniz?” diye mesajla soran ve bu sayede kendisine verdiğim ödevi bir hafta daha atlatmaya çalışan, gözü açık öğrencilerim oldu. Ama tahmin edeceğiniz gibi, İstanbul dışı seyahatlerimi bile ders programıma göre ayarlıyorum; yani o dersleri günlerinde işledik… 🙂

Bir eğitimime veya seminerime katılıp, tanıştıktan sonra, buradan iletişimimizi sürdürdüğümüz dostlarım oldu…

Pazar sabahları yaşadığım bu tatlı heyecan, dostluklar, arkadaşlıklar, bana inanılmaz keyif verdiği gibi, sizlerle aramızda güzel bir bağ kurmamızı sağladı… Yorum yazan, yazılarımı paylaşan, beğeni yapan veya o an için bir tepki vermese bile nacizhane yazılarımı okuyan tüm arkadaşlarıma ve dostlarıma tüm kalbimle teşekkür ederim. Bence buradan iletişim kurmamızı sağladıkları için tüm sanal ağlara da ayrıca teşekkür etmemiz gerekir.

Birkaç hafta içinde yazılarımı daha farklı bir platforma taşıyacağımı buradan duyurmak isterim…

Orada hem geçmiş yazılarıma ulaşacak, hem de Cumartesi günleri paylaştığım “Kitap Önerilerim”i, Pazartesi günleri paylaştığım “Pazartesi Sendromu Atlatma” müzik önerilerimi ve ara sıra sizlerle paylaştığım seyahat anekdotlarımı takip edebileceksiniz. Yani hepsi bir arada olacak…

Bu platformla ilgili bir ip ucu olarak, sizlere ekte bir görsel paylaşıyorum… Bakalım tanıyabilecek misiniz? 🙂

Devamı çok yakında…

İyi Pazarlar… 🙂

2017/200

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir