DUBAİ KAMPANYASI
Bayilerimize belli bir kotaya girdikleri takdirde, kendilerini Dubai’ye seyahate götürmek için bir satış kampanyası düzenlemiştik. Bu kampanyayla toplam 77 kişi Dubai seyahatini hak edecek ürün satın aldı.
Dağıtım kanalı içinde distribütör veya bayilere, şirketten daha fazla ürün satın almaları için böyle teşvik edici kampanyalar uzun yıllardır yapılmaktadır. Bu kampanyalarla seyahate götürülen ticari müşterilerle, daha yakın diyaloglar kurulmakta, şirket ile bayiler arasında iletişim güçlendirilmekte, bazen mini toplantılarla fikir alışverişi bulunulmakta, bazen de normal iş yaşamı içinde çözülemeyen sorunlar giderilmektedir. Distribütör veya bayiler de, bu seyahatlerde üretici firmaların yöneticileri ile tanışmakta veya sorunlarını dile getirecek fırsatı yakalamaktadırlar. Her açıdan bu tip seyahatlerin, sadece “Ödüllendirme” veya “Motive etme” amaçlı olmadığını belirtmek gerekir.
Şirketten benim grubu benim götürmem istendi, şirketi temsilen sadece ben olacaktım, bir de seyahat acentesinden görevli bir rehber katılacaktı. Birkaç hafta süren pasaport ve uçak rezervasyon işlemlerinin ardından seyahat günü geldi.
Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen bayilerimizle İstanbul Atatürk Havaalanı’nda buluştuk. 77 kişiyi toparlamak zor oldu, ama sonunda hep birlikte Dubai’ye uçtuk. Dubai’ye indikten ve gümrükten çıktıktan sonra, bizi bekleyen otobüsle şehir merkezinde kalacağımız otele hareket ettik.
Şirkette, satış müdürü ve bölgelere bakan satış elemanlarıyla konuşarak, eşi olmadan gelen bayileri, ikişer kişilik odalarda kalacak şekilde planlamıştık. Otele ulaştığımızda, elimdeki listeye göre aynı odada kalacak kişileri duyurmaya başladım. Fakat her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Bizim yaptığımız plan tamamen boşa gitti, birbirini daha önceden tanıyanlar birlikte kalmak isterken, sessizce kulağıma “Aman beni Hüseyin’le aynı odaya koyma…” diye fısıldayan bir bayimiz oldu. Bu arada “Ben yalnız başıma tek bir odada kalmak istiyorum, farkı neyse öderim” diyenler oldu. Ama rezerve edilen oda sayısı belliydi, herkesin gönlünü yapmak mümkün değildi tabii. Neticede hepsi bayimiz olduğu için, kimseyi kırmadan oda dağılımını yapmak zorundaydım. Listeyi tekrar elime aldım, kim kiminle kalacak, yeniden belirlemeye çalıştım. Bu arada eşli olanların hemen odalarının anahtarını verip gönderdim ki, kalanları daha rahat bir şekilde organize ederim diye düşündüm. Bu arada eşli olan iki çift yanıma gelip “Biz aynı katta kalmak istiyoruz…” demezler mi? O telaş içinde herkese laf yetiştirmeye çalıştım, gömleğimin arkası terden sırılsıklam olmuştu. Odalara yerleştirme işi, yaklaşık bir saat sürdü. Sonunda ben de kendi odama çıkabildim ve daha Dubai seyahatimizin ilk saatlerinde enerjimin tükendiğini hissettim.
O yıllarda Dubai daha yeni keşfediliyordu, yüksek binalar çoktan yapılmıştı, ama sürekli inşaatların devam ettiğini gördük. “Burj al Arab” adı ile anılan ünlü yelken oteli gezdik, gördüğümüz lüks ve şatafat tüm grubu büyüledi. Gezilecek her yeri gezdik, bayilerimiz çok eğlendi ve bu gezi çok hoşlarına gitti. Dönüşümüzden bir gün önce “Safari Turu” organize etmiştik. Develere bindikten sonra, beşer kişiler halinde büyük Toyota Land Cruiser arazi araçlarına bindik. Konvoy halinde önce kum tepelerinin üzerinden araçları sürerek, bize epey hareketli dakikalar yaşattılar; sonra çölün derinliklerine doğru hareket etmeye başladık. Hava iyice kararmaya başladı, çölde araçların farlarının aydınlattığı kadarıyla etrafı görebiliyorduk. Sadece altın renkli kum ve biraz çalılıklar görünüyordu. Yine de manzara muhteşemdi.
Çölde yaklaşık yarım saat yol aldıktan sonra, birden karşımıza ışıklandırılmış bir yapı çıktı. Etrafı tahta perdelerle çevrili alanın içinde etrafı açık büyük çadırlar konmuştu. Orta alan boştu ve oldukça büyüktü. Issız çölün ortasında bu mekânın giriş kapısının her iki yanındaki tahta direklerin birine Türk bayrağı, diğerine ise şirketimizin logosunu taşıyan bayrak çekilmişti. Bu görüntü tüm bayilerimizi etkiledi. Araçlar park edince insanlar mekânın kapısından mekâna girmeye başladılar. Ortada dev bir mangal ve üzerinde çeşitli kebap ve etler pişiyordu. Mangalda pişen etlerin kokusu burnumuza geliyordu, bunu duyanlar daha bir acıktığını hissediyordu. Görüntü gerçekten görülmeye değerdi, bir taraftan da bir saz ekibi Arap müziği çalıyordu. Yöresel giysiler giymiş garsonlar hizmet ediyordu.
Daha önce Avrupa’da ve dünyada birçok yeri gezmiş bayilerimiz, yemek konusunda çoğu yerde sıkıntı yaşamışlardı. Ama burada mangaldaki etleri görünce, hepsinin yüzü gülmeye başladı ve mutlu oldular.
Keyifle yemekler yendi, “Mırra” benzeri Arap kahvesi ve nargile içildi. Bu kez havaya değişik aromalı kahvelerin ve nargilelerin kokusu yayılmaya başladı. Herkes kilimlere yayılmış, ortamın mistik atmosferinin tadını çıkarıyordu. Sanki orta çağda gibiydik, yer sofralarında yemiş ve kilim desenli yastıklara oturuyorduk. Bayanlar kınadan geçici dövme yaptırdılar. Sonra hep birlikte otele dönmek üzere bu otantik mekândan ayrıldık.
Dönüş günü havaalanına doğru iki otobüsle hareket ettik. Toplam dört gün süren bu seyahat sonrasında, zaten yıllardır tanıdığım bayilerimizle daha da samimi olurken, yeni tanıştığım bayilerle de çok yakın dostluklar kurdum. Birçoğu yabancı dil bilmediğinden dolayı, onlara alışverişleri sırasında yardımcı oldum, hatta onların adına sıkı pazarlıklar yaptım.
Özellikle seyahatlerde insanlar günlük iş tempolarının dışına çıkmakta ve rahatlamaktadırlar. Daha samimi ve dost canlısı tutum sergilemektedirler. “Bir insanı tanımanın en iyi yollarından biri birlikte seyahat etmektir” demişler; bu söz o kadar doğrudur ki, buna seyahatler sırasında bizzat tanık oldum. Müşteri veya bayilerle birlikte yapılan seyahatlerin, daha iyi bir iletişim kurmak gibi faydasının yanında, bazı sakıncaları da vardır. Seyahat sırasında kurulan sıkı dostlukların, daha sonra iş ilişkilerine olumsuz yönde yansıması da olabilir; örneğin bu samimiyeti suiistimal ederek, yöneticilerden veya satıcılardan, şirketin çalışma koşullarının dışında tavizler talep eden bayiler olabilir. Bu “Profesyonel” çizgiyi korumak yine, şirket yetkililerine kalmaktadır.
Devamı haftaya salı günü…
21 Ocak 2020