Pazar…Pazar…
İHRACATIN LOKOMOTİFİ T.O.T.İ.
Türkiye’nin ihracatta “Lokomotif Sektörleri” olan Tekstil, Otomotiv, Turizm ve İnşaat sektörlerinin durması ya da ihracatlarının azalması, tüm sektörleri etkileyecektir. Kısaca T.O.T.İ. olarak isimlendirdiğim bu sektörler, sadece kendi iş alanlarında değil, her türlü hammadde ve yarı mamul üreticileri, ambalaj, sigorta, lojistik gibi tüm sektörlerden mal veya hizmet tedariği yapmaktadırlar ve ülkemizin toplamda en büyük istihdamı gerçekleştirmektedirler.
Konunun iç pazardan öte, dış pazarlar olması açısından, bu sektörlerde üretimin sekteye uğraması, ihracatın azalması, markalaşamamak ve katma değer yaratamamak, tüm ülke ekonomisini etkileyecektir.
Kuşkusuz devletin ihracatçılara uyguladığı destek ve teşvikler vardır, ancak son 1,5 yılda tüm dünyada yaşanan Pandemi (Salgın) dönemi ve beraberinde uygulanan önlemler, bazı sektörleri çok ciddi anlamda ekonomik sıkıntıya sokmasına neden olurken, T.O.T.İ. de bundan etkilenmiştir.
Her ne kadar T.C. Merkez Bankası’nın açıkladığı imalat sanayi kapasite kullanım oranı son 4 ayda ortalama %75 civarında ise de (1), üretim yapan işletmelerin yüksek kapasite ile çalıştıkları halde, yurtiçinde yerleşik sektörlerin kullandıkları krediler ve ihraç ettikleri borçlanma senetlerinin toplamında, finansal olmayan kuruluşların (Yani üretim yapan işletmelerin) ekonomide en yüksek borç oranına sahip sektörler olduğu görülmektedir. Üretim yapan işletmeleri sırasıyla genel hükümet, finansal kuruluşlar ve hanehalkı sektörlerinin izlediği görülmektedir (2).
T.O.T.İ.’nin en büyük kesimini KOBİ’ler oluşturmaktadır, çünkü bu dört sektörün tedarik zinciri, binlerce küçük üretici ve hizmet sağlayıcıdan oluşmaktadır.
TOBB’nin 2020 yıl sonu verilerine göre, Türkiye’de 3,2 milyon KOBİ bulunmaktadır ve bu sayı ülkemizdeki tüm işletmelerin %99,8’ini oluşturmaktadır.
Türkiye’deki 11,5 milyon istihdamın yaklaşık %74’ünü, 6 trilyon civarındaki toplam cironun %65’i, yaklaşık 102 milyar Dolar tutarındaki ihracatın %57’si KOBİ’ler tarafından gerçekleştirilmektedir (3).
Bu bilgiler ile KOBİ’lerin genel olarak bilinen sorunlarını birleştirirsek, şu tespitleri yapabiliriz:
- Üretim yapan işletmelerin üretimlerinde bir sıkıntı olmamasına rağmen, yüksek borçlanma yapıyorlarsa, elde ettikleri gelir düşüktür,
- İhracat yapan üreticilerin ürünlerini yurt dışı pazarlara hak etmiş oldukları değerden satamamışlardır,
- KOBİ’ler temel sorun inovasyon gerçekleştirememek, markalaşamamak, yurt dışı stratejileri doğru belirleyememek, global pazarlara açılamamak (Uluslararası ticaret yapılmakta, yani 10-12 ülkeye satış yapılmaktadır, ama bu global olmak anlamına gelmemektedir.),
- Hâlâ dünya markalarının tedarikçisi (Fasoncusu) olarak kalmak,
- Stratejik yönetim ilkelerini uygulayamamak, kurumsallaşamamak, profesyonelleşme, çevik, öğrenen, sanal ve matris organizasyonları kuramamak,
- Kaliteli iş gücü ve yönetici istihdam edememek,
- Tedarik zincirini etkin yönetememek,
- Teknoloji kullanımında ve dijitalleşmekte geri kalmak,
- Pazarlama ve satış konularında güncel olamamak gibi sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar.
Madem T.O.T.İ. ülkenin ihracatta lokomotif sektörleridir, o halde başka bu sektörleri geliştirecek, destekleyecek, gelişim ve dönüşümü sağlayarak, global rekabet güçlerini artıracak programlar devreye alınmalıdır. Böylelikle sadece T.O.T.İ. değil, iç pazardaki tüm sektörlerde üretim, istihdam ve gelir artacaktır. Her sekörün bir değer zinciri oluşturduğunu unutmamak gerekmektedir.
Kaynakça
(1) https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php…
(2) https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php…
(3) https://mobil.tobb.org.tr/MansetResimleri/26166-3.pdf
İyi Pazarlar…