Pazar…Pazar… 2022/461

Pazar…Pazar…

8 MİLYAR OLDUK

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA – United Nations Population Fund), 15 Kasım 2022 tarihinde dünya nüfusunun 8 milyar insana ulaştığını açıkladı.

Dünya nüfusunun 7 milyardan 8 milyara ulaşmasında en büyük etkiyi 177 milyon nüfus artışı ile Hindistan, 73 milyon nüfus artışı ile Çin ve 60 milyon nüfus artışı ile Nijerya yaptı. Bu süreçte nüfus artışının yarısından fazlası yetişkin nüfustan (30-64 yaş arası) geldiği bilinmektedir.

UNFPA’nın yayınladığı rapora göre, 2030 yılında dünya nüfusu 8,5 milyar, 2050 yılında 9,7 milyar, 2100 yılında ise 10,4 milyara ulaşacağı tahmin edilmiş.

Dünya nüfus artış hızı 1970 yılından itibaren yavaşlamakta, ancak artmaya devam etmektedir. 2020 yılında ilk kez artış hızı %1’in altına düşmüş durumda. Artış hızının yavaşlamasında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid Pandemisinin etkisi olduğu var sayılabilir. Dünya nüfusu 7 milyardan 8 milyara 12 yılda yükselmiş durumda. 8 milyardan 9 milyara ulaşması ise yaklaşık 14,5 yıl sürmesi tahmin edilmektedir. 9 milyara ulaşırken nüfusun 400 milyondan fazlasının 65 yaş üzeri bireylerden oluşacak olması öngörülmektedir; ki bu durum dünya nüfusunun yaşlanması anlamına gelmektedir.

Gelecek dönemde nüfus artışında en büyük etkiyi yüksek doğum oranları nedeniyle Orta Afrika ülkelerinin yapacağı, buna karşın Güney Avrupa ve Doğu Asya’da nüfus artış hızının düşeceği ön görülmektedir.

Bu yıl dünyada 1990 yılındaki nüfuslarından daha az nüfusa sahip 17 ülke bulunmaktadır, bu ülkelerin tamamı Doğu Avrupa’dadır.

Dünya nüfusu artışına en çok etki eden ülkelerin büyük çoğunluğu alt-orta ve düşük gelirli ülkeler olurken, orta ve yüksek gelirli ülkelerin nüfus artışına 250 milyon ile etki etmişlerdir. Orta ve yüksek gelirli ülkelerdeki bu artışın büyük bir kısmının bu ülkelerde bulunan göçmenler ve etnik kökeni farklı ülkelerden gelenler olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.

Dünya nüfusu 9 milyara çıkarken, 920 milyon insanın yine alt-orta ve düşük gelirli ülkelerde yaşayacak olması oldukça düşündürücü ve endişe vericidir.

Dünyanın en yüksek nüfusuna sahip ülkesi olan Çin’in geçtiğimiz yıl “Tek çocuk” uygulamasını kaldırması ile nüfusu bu yıl büyük bir artış göstermektedir, ancak 2023’ten itibaren artış hızının azalması öngörülmektedir. 2023 yılının sonuna doğru Hindistan’ın nüfusu ilk defa Çin’i geride bırakacağı tahminlerin arasındadır.

Afrika ise, nüfus artışının en hızlı görüleceği ikinci bölge durumundadır ve 2038 yılına kadar 2 milyar insana ulaşması beklenmektedir.

Avrupa’da ise şimdiki veriler ışığında gelecek dönemde nüfus artışının düşeceği öngörülmektedir.

BM (Birleşmiş Milletler) 8 milyara ulaşılan tarih olan 15 Kasım 2022 tarihinin insanlık için hem dönüm noktası hem de farkındalık anı olduğunu vurgulayarak, küresel toplumun karşı karşıya olduğu zorluklar ile fırsatlara da dikkati çekmektedir ve tüm ülkeleri, 8 milyarı oluşturan her bir bireyin aynı haklara ve seçimlere sahip olabileceği daha eşit bir dünya kurabilmek için birlikte çalışmaya davet etmektedir. Ayrıca, sağlık hizmetlerinde, yaşam kalite ve sürelerini uzatan, anne ve çocuk ölümlerinin azaltılması gibi konularda ilerlemeler kaydedildiğine değinmekte ve teknolojik yeniliklerin hayatı kolaylaştırdığını ve insanları her zamankinden daha fazla birbirine bağladığını da vurgu yapmaktadır.

Ancak, nüfus artışının genel olarak yavaşlamasının, çalışma yaşındakilerin oranının artmasına neden olduğundan ekonomik büyümeyi de etkileyebileceği bekleniyor.

Buna ek olarak, iklim değişikliği, şiddet ve ayrımcılık gibi, getirilen temel endişeler ve zorluklar hala sürmektedir. İklim krizi ve doğal kaynakların orantısız kullanımı, dünya üzerinde halen devam eden eşitsizlikleri ve kırılganlıkları artırmakta; silahlı çatışmalar ve savaş ise göçlere, şiddette ve ayrımcılığa neden olmaktadır. Bugün dünya çapında 100 milyondan fazla kişi zorla yerinden edilmiş durumda iken, sağlık alanında yaşanan gelişmelerden tüm toplumlar eşit ölçüde yararlanamamaktadır.

Günümüzde başta Afrika’dan olmak üzere, zor koşullarda bulunan coğrafyalardan insanlar genellikle kuzeye ve batıya doğru göç etmeye çalışmaktadırlar. Henüz göçlerin genel nüfusa göre yüzdesi çok düşüktür, ancak yiyecek, su, ilaç ve savaşlar nedeniyle insanları saran yaşam endişesi, milyonlarca insanı göç etmeye sürükleyebilir. Bu durum dünyanın her bölgesinde çok büyük karışıklıklara ve dramlarına neden olabilir. Bu nedenle hiç zaman kaybetmeden, gelişmiş ülkelerin dünyanın geri kalan zor bölgelerine ciddi yardımlar yapmaları, başta gıda, sağlık ve eğitim konularında girişimlerde bulunmaları ve yatırım yapmaları kaçınılmazdır. Aksi takdirde milyonların göç etmelerini durduramayacaklardır. Kaldı ki, yaşlanan ve azalan nüfusları ile üretim yapmaları da mümkün olmayacağından, insan kaynağı gereksinimlerini bu bölgelerden sağlayabilmeleri söz konusu olacaktır. Ancak bunu yaparken, insan onuruna yaraşacak olanaklar vermeleri de dikkat edilmesi en önemli konuların başında yer almalıdır.

Kaynakça

https://www.unfpa.org/…/world-set-reach-8-billion…

İyi Pazarlar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir