Pazar… Pazar…
Oğlumun sürekli bilgisayar oyunu oynaması, PSP, Ipad, Iphone ya da benzeri cihazlarda çok zaman geçirmesi beni oldukça rahatsız ediyor. Ara sıra da olsa onu karşılıklı satranç oynamaya ikna ettiğimde çok mutlu oluyorum. Aslında istediğim, dışarı çıkıp, açık havada top, kovalamaca veya benzeri oyunları oynaması, hatta itiş-kakışa bile razıyım; yeter ki arkadaşları ile temas etsin, sosyalleşsin. Çevremdeki bir çok çocuğun benzer durumda olduğunu görüyorum; belki bu devrin sosyalleşmesi böyle… Ama bunu kabul etmek zor oluyor…
Aklıma çocukken “Teksas ve Tommiks” okuduğumda babamın bana, “Oğlum, bunları okuyacağına, doğru dürüst kitaplar oku, ya da dersini çalış…” demesi geliyor. Şimdi aynı şeyleri ben oğluma söylüyorum.
Geçen gün Etiler’de bir yere yetişmeye çalışırken, apartmanların arasındaki otoparkta iki çocuğun yere “Sek sek” oyununu çizdiğini gördüğüm. Uzun yıllardır bunu görmemiştim; artık bu oyunlar unutuldu diye düşünüyordum.
Yeni neslin bu oyunları oynaması çok hoşuma gitti… Çocukların annesi de tesadüfen apartmanın önündeydi, izin isteyerek fotoğraflarını çektim. Bu kardeşlerin isimleri Dila ve Ege… Demek hala bu güzel sokak oyunları yaşıyor…
Siz hangi oyunları hatırlıyorsunuz?
İyi Pazarlar
2014/5