Pazar… Pazar…
Okul dönemi bitti, tatiller başladı. İster ilköğretim olsun, ister üniversite her seviyedeki öğrencinin en doğal hakkıdır tatil yapmak. Buna kimin itirazı olabilir ki?
Ancak, özellikle lise ve üniversite öğrencilerine bazı hatırlatmalar yapmakta fayda görmekteyim. Yaz tatillerinde hiç olmazsa sadece 1 hafta, ya da 10 gün bile olsa, ilgi duyduğunuz bir işte veya alanda çalışmanızı, gerekirse çıraklık yapmanızı öneririm. İş hayatının gerçeklerini öğrenmeyi bir tarafa ayırıyorum, bundan daha önemli bazı şeyler de var. Yıllar çabucak geçiyor, üniversiteyi bitirip, iş aramaya başladığınızda, yapılan görüşmelerde “Okulun dışında başka ne yaptın?” sorusu ile karşılaşacaksınız. İşte o zaman, yaz tatillerinde yapmış olduğunuz çıraklık, staj veya benzeri işleri söylemeniz, size çok önemli bir katma değer sağlayacaktır. Eğer bir de bu stajı başvurduğunuz şirketin faaliyet alanlarının birinde yapmışsanız, işe kabul edilme şansınız çok yüksek olur. İş dünyası sadece okula devam etmiş ve kendini başka alanlarda geliştirmemiş insanları tercih etmemektedir. Sosyalleşmeye en çok okul dışı faaliyetler katkı yapmaktadır.
Bu yazımı lise öğrencilerinin okuyacağını pek sanmıyorum, ama bazı üniversite öğrencilerinin okuyacağını tahmin ediyorum.
Bunun dışında çocukları bu yaşlarda olan anne ve babaların da dikkatini çekmek istiyorum. Bu önerileri, özel sektörde uzun yıllar çalışmış ve şimdi de, gerek iş hayatında eğitmen ve danışman, gerekse üniversitede bir öğretim görevlisi olarak, tespit etmiş olduğum gerçeklerden yararlanarak yazıyorum:
1) Sadece okulda veya üniversitede alınan akademik bilgiler, geleceğin iş hayatı için yeterli değildir. Mutlaka başka kaynaklardan da faydalanarak, ilgilendikleri iş alanları ile ilgili mesleki kitap, yayın ve web sitelerini takip etmelidirler. Eğer kitap okumayı sevmiyorlarsa, en azından haftada 2-3 adet ilgilendikleri konularla ilgili www.tedtalks.com’dan video seyretmelerinde fayda vardır. Bazı sunumlar Türkçe alt yazılı olarak da yayınlanmaktadır.
2) İmkân varsa, üniversite sonrası yüksek lisans yapmak çok değerlidir, ilerisi için çok katkı yapacaktır. Akademik kariyer yapmak isteyenler kendi dallarında, Mühendislik veya benzeri teknik bölüm bitirenler işletme yüksek lisansı veya MBA yapmaları daha iyi olur. İşletme veya benzeri bölümleri bitirenlerin de sosyoloji, psikoloji veya antropoloji gibi başka dallarda yüksek lisans yapmaları iyi olur.
3) Yabancı dil olarak İngilizce şarttır. Yabancı dilde eğitim veren okulların dışındaki okullarda İngilizce öğrenmek biraz zordur ve zaman alır. Bu nedenle düzenli olarak bir dil kursuna, hem de üniversitelerin ilk sınıfından itibaren gitmek çok faydalı olacaktır. İleride temel olarak öğrenilen gramerin üzerine, pratik konuşma için, öğrenci değişim programlarına, kısa süreli yaz kamplarına veya “Work & Travel” tarzı programlara katılabilirler.
4) Eğer İngilizce seviyesi yüksek ise, ikinci dil olarak Çince veya Rusça’yı önermekteyim. Fransızca, Almanca, İtalyanca veya İspanyolca konuşulan tüm ülkelerde İngilizce zaten geçerlidir ve rahatlıkla konuşulmaktadır.
5) Türkçe’mizi çok iyi konuşmak ve yazmak da şarttır, çünkü yurt içinde yapılacak tüm toplantılar, sunumlar ve yazışmalar doğal olarak Türkçe olacaktır. (Ne yazık ki, kendi dilimizi doğru yazamayan, imla hataları yapan ve sözcükleri yanlış kullanan gençler var…)
6) Üniversitelerin müzik, spor, folklor, işletme, ekonomi, tartışma, fotoğrafçılık, gezi gibi kulüplerine üye olmak ve bu sayede hem akademik camiada, hem de iş dünyasındaki insanlarla tanışma fırsatı yakalamak mümkündür.
7) Bilgisayar programlarını kullanabilmek, sunum hazırlayabilmek ve sunumları topluluk önünde sunma becerisi de gereklidir. Bunun için en azından arkadaş veya aile içinde bazı egzersizler yapılabilir.
8) Her gencin mutlaka bir hobisi olmalıdır. Bunun bilgisayar oyunlarının dışında olması gerekir. Fotoğraf çekmek, resim veya el sanatlarından birini yapmak, sanat tarihi veya mutfak sanatı ile ilgili kitaplar okumak ve araştırmalar yapmak gibi faaliyetler ileride meslek hayatına da çok şeyler katacak ve farklılık yaratacaktır. Bir sporu iyi yapmak veya bir müzik aleti çalmak da bu gruba girer.
9) Sosyal sorumluluk projelerine katılmakta fayda vardır. Doğayı ve çevremizi korumak, ağaç dikimi, köy okullarına yardım, sokak hayvanlarını koruma gibi çalışmalara gönüllü katılım çok değerlidir ve önemli bir çevre sağlar.
10) Çok insan tanımak ve insanlarla iletişimi sürdürmek de çevre edinebilmek açısından çok değerlidir. Bunun için, düzenlenen çeşitli etkinlilere, konferanslara, toplantılara katılmak iyi bir yöntemdir. Bazı toplantılar ücretli olabilir, ancak birçok etkinlik de ücretsizdir.
11) İş ararken sektör araştırması yapmak iyi olur, bazı sektörlerde küçülme veya daralma olduğundan, büyüyen ya da gelecekte büyüme potansiyeli olan sektörleri seçmekte fayda vardır. Dijital pazarlama, AVM yöneticiliği, lojistik uzmanlığı, hastane yöneticiliği gibi niş konularda uzmanlaşmak fark yaratılabilir.
12) Türkiye ve dünya gündemini, ekonomik ve siyasal gelişmeleri de yakından takip etmek ve bu konularda da bazı fikirlere sahip olmak gereklidir.
13) Sosyal yön de güçlendirilmelidir. Nezaket kurallarını, sofra adabını, nerede nasıl giyinileceğini, kime nasıl hitap edileceğini ve yazışma dilini bilmek çok önemlidir. Küçük bir ipucu vermek isterim: İki güzel fıkra ve bir tane de şiir ezberlemek, en zor zamanda işe yarar
14) Son olarak yaz stajı yapacak üniversiteli öğrenci arkadaşlarıma sesleniyorum. Bazen seminer verdiğim üniversitelerdeki öğrencilerin staj ile ilgili “Nasıl olsa bir ay sürecek ve işime yaramayacak o yüzden naylon staj yapacağım” şeklinde ifadelerini duyuyorum. Fakülte ya da yüksekokulda okumanız fark etmeksizin, mutlaka ama mutlaka gerçek bir staj dönemi geçirmeniz ve staj yaptığınız yerde gün doldurmak yerine ,tüm yeteneklerinizi göstermeniz gelecekte bir gün mutlaka işinize yarayacaktır.
Kısacası, Ağustos Böceği ve Karınca hikayesindeki, yazın çalışmak yerine saz çalıp, şarkı söyleyen Ağustos Böceği gibi, geleceğiniz için şimdiden kendinize yatırım yapmazsanız, gün gelince, yani mezun olup iş görüşmelerine gitmeye başladığınızda, keşke öğrencilik yıllarımı daha iyi değerlendirseydim diyebilirsiniz.
“Karıncadan ibret al yazdan kışı hazırlar” demiş atalarımız. Hepinize hem dinlendiğiniz, hem eğlendiğiniz hem de kendinizi geliştirdiğiniz güzel bir yaz tatili diliyorum.
Daha yazılacak çok konu var, ama bu günlük bu kadar toparladım, ilginizi çekerse ileride bu konularda başka ipuçları da vermeye devam edebilirim.
Bu hafta Dünya Gazetesi’nde “Örgüt Kültürü” başlıklı 4. makalem de yayınlandı: http://www.dunya.com/orgut-kulturu-160413yy.htm
Herkese tekrar güzel tatiller dilerim, herkesin şansı açık olsun…
İyi Pazarlar
2015/76