Pazar… Pazar…
Bu Pazar günü hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden…
Bayram tatilinden moralli döndük, ancak pazartesi günü okuduğumuz haberle sarsıldık…
Suruç’ta 32 gencimiz “Canlı bomba” ile katledildi. Daha ne olduğunu bile anlamadan tüm hafta boyunca saldırı haberleri gelmeye başladı.Sınırın diğer tarafından askere ateş açıldı. Askerlerimiz şehit oldu. Polislerimiz evlerinde vurularak şehit edildi. Güvenlik güçlerine ve masum vatandaşlara saldırılar düzenlendi, bombalar patlatıldı, pusular kuruldu.
Birileri tarihi belirlemiş ve düğmeye basmıştı sanki!
Ardından çeşitli illerde terör örgütleri ile bağlantılı olan kişilerin evlerine baskınlar düzenlendi, onlarca kişi gözaltına alındı.
Türk Hava Kuvvetleri uçakları sınır ötesindeki terör yuvalarını vurmaya başladı.
Bu kez karşı saldırılar, konvoylara açılan ateşler, kaçırılan polisler, sağlık görevlileri ve işçiler, yakılan araç ve iş makineleri…
İçimiz karardı, moralimiz bozuldu… TV’lerde açık oturumlarda çeşitli felaket senaryoları söylenmeye başlandı. Herkes de aynı soruyu sormaya başladı: “Savaşa mı çekiliyoruz?”
Öncelikle, nereden, kimden ve neye, kime karşı olursa olsun, her türlü terör ve insan katliamını şiddetle kınıyorum ve lanetliyorum. Hiçbir gerekçe, insan öldürmeyi haklı kılamaz! Terör bir insanlık suçudur ve kesinlikle kabul edilemez. Terör örgütlerini, bunlara çanak tutanları, hangi ideoloji uğruna olursa olsun cinayet işleyenleri, her türlü saldırıyı şiddetle kınıyorum!
Sonrasında, terör olaylarında hayatını kaybedenlere, şehit asker ve polislere Allah’tan Rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun…
Savaş ve terörün kimseye faydası olmamıştır ve olmayacaktır. Kazanan bir taraf yoktur, savaşta ve terörde herkes kaybeder… İnsanlarımızı kaybederiz, evler, yuvalar yıkılır, acıları yıllarca sürer… Ülkemiz parçalanır, güven biter, huzursuzluk hakim olur, ekonomi tamamen çöker… Yoksulluk, kıtlık ve gerileme başlar…
Mustafa Kemal Atatürk’ün 16.01.1923 tarihindeki konuşması bugün bile güncelliğini koruyor:
“Önce, barışsever olduğumuz için barışı arzu ediyoruz. İkinci olarak, devamlı savaşlar dolayısıyla ülke barışa, düzene ve imara çok gereksinim duyar. Fakat barış olmayacak olursa, yine mücadeleye devam edecek ve mutlaka ülke için gerekli sonucu elde edeceğiz.”
Sevgili Dostlarım, lütfen bu haftaki yazıma “Beğeni” yapmayınız; yorum da yazmayınız… Amacım bir tartışma açmak değildir; içimden geçenler bunlar…
İyi Pazarlar…
2015/80