Pazar… Pazar…
Bir ülke üzerinde yaşayan insanları ile zengindir. Farklı kültürler, dinler, diller, gelenekler, görenekler, müzikler, tarihi eserler, mimari yapılar, mutfaklar, yöresel sporlar, el sanatları ve daha niceleri… Tüm bunların bir arada olması bir ülkeyi zengin kılar. Bazı ülkelerin yeraltı veya doğal kaynakları çok zengin olabilir, fakat üzerinde biraz önce sözünü ettiğim unsurlar olmadığı için, o ülke sadece maddi anlamda zengindir, beşeri konularda ise yoksuldur.
Bu zenginliği bireylere kadar indirgeyebiliriz. Her bireyin ülkenin kültürel zenginliğine veya ekonomik gücüne katkısı vardır. Her tiyatro sanatçısının, yazarının, ressamının, müzisyeninin, hakiminin, avukatının, gazetecisinin, öğretmeninin, sporcusunun olduğu gibi, siyasetçisinin, din adamının, sanayicisinin, işçisinin, askerinin de mutlaka ülke kalkınmasına ve zenginliğine kendi ölçülerinde katkıları vardır. Birlikte bu katkı sağlanır ve ülke birlikte büyür ve güçlenir.
Bu nedenle her birey, diğer bireylere saygı duymalı ve katkısına değer vermelidir. Aynı ülkenin vatandaşları olduğumuza göre, aynı gemide yol alıyor gibiyiz. Geminin bir yeri batarsa, kalanı yüzemez, o da batar. Bu nedenle birbirimize ihtiyacımız var. Her bireyin toplumda bir görevi vardır ve o görevini yapması gerekmektedir. Yapılmayan bir işten dolayı tüm ülkenin zarar görmesi bile söz konusu olabilir. Benjamin Franklin’in dediği gibi “Bir çivi yüzünden bir nal, bir nal yüzünden bir at, bir at yüzünden bir atlı gidiverir”.
Şehit olan askerlerimize, maden kazasında hayatını kaybeden işçilerimize, terör saldırısında, trafik kazasında ölen masum insanlarımıza veya vefat eden sanatçılarımıza nasıl üzülüyorsak, hayatının en verimli döneminde aramızdan ayrılan sanayicimize de, yalnızca bir sanayici olarak bu ülkeye ekonomik katkı yaptığı ve binlerce aileye istihdam yarattığı için değil, aynı zamanda duyarlı davranışları ve yardımları ile birçok sanayimize örnek olduğu ve ülkemizin kültürel zenginliğine büyük katkılar yaptığı için, aynı duygularla saygı göstermek zorundayız. Mustafa Koç’a Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum.
Bir diğer zenginlik de fikir zenginliğidir. Ne kadar özgürce düşünebilir ve konuşabilirsek, çevremizdeki insanları da farklı düşünmeye sevk ederiz. Farklı düşünceler, farklı fikirler ve farklı görüşler, insanların doğruyu daha kolayca bulmasını sağlar. Ayrıca fikirler, fikirleri kamçılar, böylece yeni fikirler ortaya çıkar; aynı durum siyasi fikirler ve görüşler için de geçerlidir. Son 20 yılda “Tek kişilik muhalefet” dediğimizde hepimizin aklına bir tek isim gelmektir. Renkli kişiliği, güler yüzlü siyaseti ve farklı fikirleri ile bir çoğumuzu aklımıza gelmeyen konularda bile düşünmeye davet eden ve bu hafta içinde amansız bir hastalığa yenik düşen Kamer Genç’e de Allah’tan rahmet ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.
Ve tabii ki, bu ülke için güney doğuda şehit olan asker ve polislerimize de Allah’tan rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum. Devletimizin bu şehitlerimizin ailelerine sahip çıkmasını, yetimleri okullara yerleştirmesini, karşılıksız burs vermesini ve kendi ayaklarının üzerlerine durmalarına kadar takip etmesini diliyorum.
İyi Pazarlar…
2016/106