Pazar… Pazar… 2016/140

Pazar… Pazar…

Ekte fotoğrafı bulunan yapı 1864 yılında Osmanlı Bankası’nın kurucularından ve şehircilik uzmanı Fransız Kont Alleon tarafından yaz aylarında oturmak için yaptırılmış.

1884 yılından itibaren Fransız Karakolu olarak kullanılmış. Fransızların terk etmesinden sonra Aya Yorgi Kilisesi’ne bağlı Rahibeler Okulu olarak hizmet vermiş. Kısa bir süre sonra da Rum Orta Okulu olarak kullanılmaya devam etmiş. Bakırköy semtinde Rumların azalmasından sonra kiliseye bağlı çalışanlar ve yoksullar için bir aşevine dönüştürülmüş, ancak sadece Rumlara değil, her dinden ve her milletten yoksullara da hizmet verilmiş.

1928 yılında Bakırköy, hatta Yeşilköy ve Yeşilyurt’un tek Merkez Ortaokulu olarak öğretim hayatına başlamış ve 1968 yılına kadar sayısız öğrencinin öğrenim görmesine hizmet etmiş.

1968 yılından sonra vakıf niteliğinde çalışmalar başlamış. 1991 yılında bu tarihi bina ile ilgili en kritik dönemeç yaşanmış. Rum Vakfından kiralanarak belki de bir restauranta dönüştürülmesi ya da öylece bırakılıp atıl kalmasına ramak kala, Bakırköy’de yetişen ve aynı binada okula başlayan, sonraları Türkiye’nin en ünlü sinema oyuncularından biri haline geldiği halde, asla geçmişini unutmayan, aynı semtteki arkadaşları ile dostluğunu devam ettiren, idealist bir sanatçı olan Tarık Akan’a okul yapılmak üzere kiraya verilmiş. Ardından ünlü sanatçı tarafından aslına uygun olarak düzenlenip, “Özel Taş İlkokulu” olarak eğitim dünyamıza kazandırılmıştır.

1998 yılında ise ilköğretim niteliği kazanmış ve II. bina oluşturulmuştur. 2000-2001 Eğitim-Öğretim yılında ilk mezunlarını vermiştir. Halen anasınıfı, ilkokul ve ortaokul olarak hizmete devam etmektedir.

Özel Taş İlköğretim Okulu 2000 yılından bu yana merkezi Cenevre’de bulunan International Baccalaureate Organization’ın geliştirdiği “Sorgulamaya Dayalı Uluslararası Ezbersiz Eğitim Programı”nı (PYP – Primary Years Programme) uygulamaktadır. PYP, 3-12 yaş arası çocukların sadece akademik olarak yetişmelerine değil aynı zamanda davranış, tutum, beceriyle ilgili özelliklerine de odaklanan bir yaklaşımdır.

Usta gazeteci Uğur Dündar’ın yazısında ifade etmiş olduğu gibi; 1933 yılından itibaren ilk ve ortaokullarda okutulan “Öğrenci Andı”nın 2013 yılında kaldırılması üzerine, Atatürk ilke ve devrimleriyle, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine yürekten bağlı olarak yetişen öğrenciler, okul yönetimine yazılı başvuruda bulunmuş ve yeni bir “And”a ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdi.

Israrlar karşısında harekete geçen Tarık Akan liderliğindeki okul yönetimi büyük şair Atatol Behramoğlu’ndan, yeni bir “Öğrenci Andı” yazmasını rica etmişti.

O da şu dizeleri kaleme almıştı:

“Türkiye yurdumuz,
Türkiye sevincimiz,
Türkiye umudumuz,
Sen dünümüz, bugünümüz,
Sen yarınımsın ey büyük Atatürk……
Sen aydınlığımızsın,
Seni yaşatmak ülkümüzdür,
Andımız doğruluk, dürüstlüktür.
Uğraşımız eşitlik, adalet, özgürlüktür.
İlkemiz yurtta barış, dünyada barıştır,
Eşitlik, adalet ve özgürlüktür…”

Bu “And” halk arasında “Taş Mektep” olarak ünlenen okulda öğrenciler tarafından hep birlikte, tek bir ses olarak her okul açılışında söylenmektedir.

Okulun takdire değer bazı gelenekleri vardır. Örneğin, her yıl havalar soğumaya başladığında bir kampanya düzenlenmekte ve toplanan paralarla öğrenciler, Kars’ın ilköğretim okullarındaki akranlarına bot ve yün çorap göndermektedirler. “Neden sadece bot ve yün çorap?” diye soracak olursanız; Tarık Akan’ın çocukluğunun bir bölümü babasının subay olarak görev yaptığı Kars’ta geçmiş, yoksul arkadaşlarının yırtık pırtık ayakkabılarla okula geldiklerinde ısınmak üzere hemen sobaya uzattıkları minicik ayaklarının morarmış görüntülerini hiç unutamamış da ondan!..

Okulda herkesin kendini yönetmesi bir temel ilke olarak gözetildiği için tenefüs zilleri yoktur, öğrenciler kollarındaki ve bahçelerdeki saatlere bakarak derslere girip çıkmaktadırlar.

Okul düzenlediği mizah haftaları, matematik günleri, müzik haftası, sosyal bilimler haftası, kitap fuarı, Türkçe yabancı paneller ve gezi etkinlikleri aracılığıyla da çocukların aktif biçimde öğrenmelerini sağlamaktadır.

Sözcü gazetesinden Yüksel Şengül, üç yıl önce gerçekleştirdiği röportajın sonunda Tarık Akan’a gençlere nasıl bir mesaj vermek istediğini sorar. O da: “Gençler okusunlar, araştırsınlar, uyanık olsunlar. Atatürk şunu diyor: Yolcu, yolun sonundaki ufkun ötesini de bilmelidir.” diye cevap verir.

Yakışıklılığı ile sinema dünyasına giren, sanatçı olarak bir çok ödül kazanan, ancak idealist kişiliği ile toplumsal olaylara duyarsız kalmayan, bu konularda da filmler çeken, gereğinde tepkisini fiilen veya sözleri ile ortaya koyan, eğitim dünyamıza eklediği önemli bir kilometre taşı olan “Taş Mektep” ile gönüllerimizi kazanan Tarık Akan’ı sonsuzluğa uğurladık, ama o yüreklerimizde yaşamaya devam edecektir.

Bu arada Ağrı ve Hakkari’deki terör saldırıları nedeniyle şehit olan asker, güvenlik görevlileri ve vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dilerim.

İyi Pazarlar…

2016/140

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir