Pazar… Pazar… 2017/163

Pazar… Pazar…

Bu gün sizlere Prensliği şahsi meziyet olan “Son Osmanlı”dan söz etmek istiyorum…

II. Abdülhamid’in torunu, Şehzade Mehmed Burhaneddin Efendi’nin oğlu Osman Ertuğrul Osmanoğlu 18 Ağustos 1912 tarihinde İstanbul Nişantaşı’nda doğmuştur. Osmanlı Devletinin yıkılmasından önce doğmuş Osmanlı Hanedanının son erkek üyesiydi.

1924’te Viyana’da tahsilini sürdürürken, Halifeliğin kaldırılmasının ardından Osmanlı Hanedanının bütün üyeleri ile birlikte Türkiye’den sürgün edildi. Bu tarihten sonra 68 yıl Türkiye’ye dönemedi. Türk vatandaşlığından çıkarıldıktan sonra başka hiçbir ülkenin pasaportunu kabul etmedi, tek istisna Arnavut Kralının verdiği vatandaşlıktı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra bunu da yitirdi. Kendisinin düzenlediği ve noter tastikli bir belge ile seyahat ediyordu.

1991 yılında Osmanlı Hanedanı ile benzer bir akıbeti paylaşan Afgan Kraliyet Ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi’nin ve Pakize Tarzi’nin kızı Zeynep Tarzi ile evlendi.

1994 yılında Mehmed Orhan Osmanoğlu’nun vefatı üzerine Osmanlı Hanedanının reisi oldu. Bu sıfatı taşıyan Osmanlı Devleti zamanında doğmuş kişi olması nedeniyle “Son Osmanlı” diye anılıyordu. Türkiye’den sürgün edilen Osmanlı Hanedanının diğer üyelerinin aksine maddi sıkıntı çekmeden yaşadı.

Yaşamının çok büyük bir kısmını Türkiye dışında sürgünde geçirdi, ülkeye giriş yasağının kaldırılmasından birkaç yıl sonra Türkiye’ye geldi ve 23 Eylül 2009 tarihinde İstanbul’da vefat etti. (1)

Viyana’da büyümüş, Theresianum’da okumuş, ardından ömür boyu hiçbir devletin memur ve diplomatı olmadığı halde, Paris’te seçkin bir eğitim kurumu olan Siyasal Bilimler Okulu’nu bitirmiş; herşeye rağmen Türkçesi mükemmel ve tabii üç Avrupa dilini de en zengin biçimde kullanan nadir Türk aydınlarındandı.

Ciddi bir yüz ifadesi ile insanları kırıp geçirecek ve aslında iğneleyecek keskin bir mizahi üsluba sahipti. Bilgiliydi, çok görmüş geçirmişti. Güney Amerika’da madencilik yapmıştı. Ama mütevaziydi. Sevimliydi, bu yakışıklılık ve derin bilgiye rağmen, ne küstahtı, ne de mağrur… Prensliği doğuştan gelen hukukun ötesinde şahsi meziyetlerindendi.

Cumhuriyete sadıktı ve bunu açıkça beyan etmiştir; “Bizim aile için büyük zorluklar doğurdu ama Türkiye için hayırlı bir değişimdir” dediği bilinmektedir. Üstelik bunu televizyonda söylemiştir.

Diğer bir nüktesi tarihe geçecek derecededir: “En eski imparatorluk Mısır 2500 yıl sürdü, sonra Roma 1200 yıl, bizimkisi 600 yıl, İngiltere 250 yıl… Süre gittikçe yarılanıyor, bundan sonraki son imparatorluğun ömrü 15 dakika olacak” demiştir. (2)

Kaynakça

(1) https://tr.wikipedia.org/wiki/Ertuğrul_Osman_Osmanoğlu
(2) ORTAYLI, İlber (2011) Defterimden Portreler, S. 120 Timaş Yayınları, İstanbul

İyi Pazarlar 

2017/163

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir